'VİZELERİN ASKIYA ALINMASI, BUZ DAĞININ UCU'
Oda.tv'nin haberine göre, yazıda “Vizelerin askıya alınması, uzun bir süre yürümeyen ve şimdi kendi kendine yıkılma yolunda olan bir evlikte sadece buzdağının ucu” şeklinde bir ifade yer aldı ve iki ülke arasındaki ilişkilerin 'çok zor bir dönemde olduğu' savunuldu.
İlişkilerdeki bozulmayla ilgili olarak, Türkiye’de, ABD’nin 15 Temmuz darbe girişimi ile 'ilişkisi olduğu algısı', Ankara’nın, Fethullah Gülen’in iade edilmemesinden duyduğu 'hayal kırıklığı', Washington’un Suriye'de Kürtlere verdiği destek, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemini alma kararı, Ankara’nın son döneme Tahran, Moskova ve Venezuela’ya 'açılımları', korumalar krizi gibi çeşitli faktörlere işaret edildi.
ECFR'nin analizinde New York'ta görülen Sarraf davasının ikili bağlar için oluşturduğu soruna da değiniliyor.
Makalede Sarraf davasında verilecek kararının Ankara için 'mahcup edici olma potansiyelinden' söz edilirken, Türkiye’nin bankacılık denetçileri, İran yaptırımlarının 'ihlal edildiği' gerekçesiyle “Türk bankalarının milyarlarca dolar tutarında cezaları ile karşı karşıya kalabileceklerini yalanlasa da piyasaların ikna olmadığı” öne sürülüyor.
Makalede ayrıca, özellikle ABD’li konsolosluk çalışanının tutuklanmasının ardından, Türk lirasının dramatik biçimde değer kaybettiği ve ekonomik gerileme söyleminin zaten olumsuz olan yatırım iklimi vurduğu görüşleri dile getiriliyor.
Makalede şu iddiaya da yer verildi:
“Irak ve Suriye’de kaos yayılırken kırılgan bir ekonomi ve komşu Avrupa ile zayıf ilişkiler varken 2019 seçimleri öncesi Erdoğan’ın ihtiyacı olan en son şey, uzun süredir NATO müttefiki olan ülke ile bir kriz. Ancak bir noktada bu önlenmesi imkansız görünüyor.”