"İsimler üzerindeki yanlışlıkların düzeltilmesi için bir kanun teklifi vermiştik. İçişleri Bakanlığı'nın nüfus hizmetlerinde değişiklik yapılmasına dair bir kanun teklifi geldi. Bizler de ilgilendik, müdahale etik ve Allah'a şükürler olsun oraya bir madde koyduk. Ne oldu biliyor musunuz? İnceltme işaretleri düzeltme işareti olarak girdi. Artık Adem yazıp Âdem okumayacağız, Âdem yazıp Âdem okuyacağız. Alim yazıp Âlim okumayacağız. Bu o kadar önemli ki çocuk kelime öğrenmeye kendi ismiyle, anne babasının ismiyle başlar. Bunu doğru yazmazsa nasıl Türkçe'yi doğru öğreteceğiz? Doğru yerden başlamamış mıyız, doğru değil mi? Bir bu düzeltme işaretleri bir de soy isimlerle ilgili. Kaba saba isimler var. Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkçe'yi bilmemekten kaynaklanan, bazen de belki hakaret olsun diye koydular ama vatandaş devletten korktuğu için gidip itiraz edemediği bir takım 'öküz', 'salak', 'dönek' gibi affedersiniz, bakın affedersiniz diyoruz soyisim bunlar. Bunları da düzeltme imkanı böylece geliyor. Güzel bir çalışma oldu. Ben başta Cumhurbaşkanımıza, İçişleri Başkanımıza, İçişleri Bakanımıza, Komisyon Başkanımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum."
Herkesin diline sahip çıkması gerektiğine vurgu yapan Erdem, ayrıca şunları söyledi:
"İnsanda güzel olan yüzüdür. Yüzde güzel olan gözüdür. Ama insanı insan yapan ağzından çıkan sözüdür. Günümüzde maalesef dilimize gereken önemi veremiyor, hak ettiği hassasiyeti göstermiyoruz. Caddemizde, sokağımızda, konuşurken hiç gereği yokken cümlemizin içine bir yabancı kelimeyi koymayı bir ayrıcalık, bir farklılık olarak ortaya koyuyoruz ki, gerçekten bu çok acı. İlim ve teknolojideki hızlı gelişmeler, basın ve yayın kuruluşlarının kullandığı dil, ticari hayatın ve bilimin getirdiği yabancılaştırma, yabancı dil ile eğitim dilimizde bozulmalara yol açan başlıca sebeplerin başında geliyor. Tanıtımın yerine bugün ne diyoruz? Lansman. Tanıtıma lansman, toplantıyı yöneten kişi moderatör demenin mantığını kim bana nasıl açıklayabilir? Ne mantığı var, cehaletten başka ne var?"