Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin 25 Eylül'de düzenlenen referandum girişimi merkezi hükümetin tartışmalı bölgelerde federal yönetimi tesisiyle sona erdi. Iraklı Kürt grupların kendi aralarında derin tartışmalar başlarken, Kürtler dışında Arap ve Türkmenler gibi farklı kimliklerin de yaşadığı tartışmalı bölgelerde kısmi protestolar ve çatışmalar eksik olmuyor.
'KERKÜK'TE OLDUĞU İDDİA EDİLEN GÖSTERİLER BARZANİ'NİN MEDYA KAMPANYASI'
Ali Örnek'e göre referandum ve bağımsızlık için ikna edilmiş, buna büyük umutlar bağlamış olan Kürt halkı, tartışmalı bölgelerin çabucak teslimi ve son yaşananlar nedeniyle şokta. Örnek referandumun arkasındaki isim olan IKBY lideri Mesut Barzani ise tepkilerin kendisine yönelmemesi için rakip gruplara sorumluluk yüklediğini belirtirken, bunun için de kontrolündeki medyayı kullandığını vurguladı:
''Son günlerde Kerkük'te olduğu iddia edilen büyük gösteriler aslında bir medya kampanyasının parçası. Bunun biraz derinine indiğimizde Barzani ailesinin kontrolündeki Kürdistan 24TV veya Rudaw gibi basın organlarını görüyoruz. Peşmergenin bir günde neredeyse tüm sorunlu bölgelerden çekilip teslim etmesi, haliyle daha önceden bağımsızlık için ikna edilen, sandığa götürülen oradaki Kürt halkı için bir şok etkisi yarattı. Medya organları tarafından servis edilen gösteriler bu şok etkisinin Kürt siyasi partilerine yönelmemesi için yapılan bir yönlendirme kampanyasıdır. Bir yandan da Barzani tarafı tepkinin tamamını siyasi rakipleri Talabani ailesinin kontrolündeki Kürdistan Yurtseverler Birliği'ne (KYB) yöneltme çabasındalar. Kerkük'ün bu kadar kolay bir şekilde teslim edilmesi üzerine Kürt partiler tarafından yoğun olarak tartışılan bir 'ihanet' tartışması var. Barzani tarafının iddialara göre Talabani ailesi, İran Devrim Muhafızları komutanı Kudus Gücü Kasım Süleymani ile birlikte 9 maddelik gizli bir anlaşma yapıp ansızın Kerkük'ü terk etti, hatta adeta sattı. Gösterilere biraz da bu yönde bakmak lazım, yani ‘Bakın onlar sattı ama Kürt halkı kabul etmiyor, biz ayaktayız' mesajı vermek istiyorlar. Ama bunun sokakta ne kadar karşılığının olduğunu bilemeyiz ama en azından yansıtıldığı çapta olmadığından emin olabiliriz.''
'KDP'YE BAĞLI BÖLGELERDE DE GERİ ÇEKİLME OLDU'
"Aslında baktığımızda bugün sadece KYB Peşmergelerinin olduğu bölgelerde bir geri çekilme yok, aynı zamanda KDP'ye bağlı bölgelerde de geri çekilme var. Şengal, Mahmur, Gever gibi hatlarda da Barzani'ye bağlı Peşmerge güçleri vardı. Yani bu 9 maddelik gizli anlaşma iddiası biraz da bu yüzden gerçekçi değil. Ortada bir anlaşmanın olduğuna inanıyorum ama bunun tek başına KYB ile İran Devrim Muhafızları arasında olduğu iddiası çok garip."
‘IRAK DEVLETİNİN SEKİZ SENEDE VERMEDİĞİNİ IŞİD İKİ AYDA VERDİ, NİYE BAĞDAT'A YARDIM EDELİM…'
Barzani'nin 2014'te İŞİD saldırılarıyla birlikte girdiği 'tartışmalı bölgeler' olarak tarif edilen yerler için yaratılan fiili durumun referandumla Bağdat'a dayatılmaya çalıştığını ancak hesabın tutmadığını söyleyen Örnek'e göre Ortadoğu coğrafyasında bazen kazanmak için masaya otursanız bile elinizdekinden olup ayrılabilirsiniz:
'DEVRİM MUHAFIZLARI'NA BAĞLI DEĞİL, ASIL IRAK ORDUSU IŞİD'LA SAVAŞTA GÜÇLENDİ'
Örnek'e göre Musul, Havice gibi IŞİD'in güçlü olduğu yerleri geri alan Irak ordusunun son yıllarda savaş sayesinde kazandığı gücün küçümsenmesi sonuçta etkili oldu:
'İRAN YAYILACAK DENİLEREK DIŞ DESTEK ARANIYOR, MEZHEBİ AYRIŞTIRMAYA ÇALIŞILIYOR'
Örnek İran'ın bölgede gücü olsa bile son olaylarda rolüne dair çok fazla şey dile getirildiğini anlatırken, Kasım Süleyman örneğini verdi. Örnek, Süleymani'nin süreçte rolü bulunduğunu belirtse de bu sunumun uluslar arası toplumda ‘İran yayılmacılık yapıyor' algısı yaratma çabasıyla bağlantılı olduğu değerlendirmesini yaptı:
'ABD IRAK'TA İRAN ETKİSİNİ DENGELEMEK İÇİN Şİİ AKTÖR ARAYIŞINDA'
Barzani'nin referandum sürecine dair hesap yaparken ABD'nin Irak'ta İran etkisini dengeleyebilecek bir aktör arayışının ciddiyetini göremediğini söyleyen Örnek'e göre, Bağdat'ın bölgede 2003'ten beri bulunan bir güç olarak ABD'den bağımsız böyle bir operasyona gireceğini düşünmek naiflik olur:
"KBY yönetimi son süreçte hiçbir şey kazanamadıklarını kendileri de gördükleri için uluslararası topluma çağrı yoluyla belli şeyler kazanabilmeyi deneme yoluna gidiyorlar. Bunun çok uzun vadeli planının yapıldığını, uluslararası zemininin yoklandığını düşünmüyorum. Nitekim zaten ortada şöyle bir gerçek var: ABD Irak içerisinde varlığı olan bir güç. IŞİD'le mücadele adı altında gerek Irak Ordusunu gerekse Peşmergeyi hem donatan hem eğiten hem de ciddi oranda hava desteği sağlayan, 2003'ten beri Irak'ta bulunan bir güç. Dolayısıyla ABD onayı olmadan Bağdat'ın böyle bir operasyon geliştireceğini beklemek biraz naiflik olur. Asıl mesele şu bana kalırsa: ABD bir süredir Irak içinde İran etkisini dengeleyebilmek için bir Şii aktör arıyor ve onların düşüncelerine göre İbadi de yani şu anki yönetim bunun için biçilmiş kaftan. Dolayısıyla yakında Irak'ta seçimler var ve Kürt bölgesinin ayrıştığı bir dönemde ABD'nin üzerine yatırım yaptığı bir siyasetçinin tekrar seçilme şansı var mı? Tabii ki yok. Maliki'yi çok güçlü olmasına rağmen neyin götürdüğünü biliyoruz. Musul'un bir günde düşmesi ve işgali Maliki'nin sonunu getirdi. Yani seçimi kazandığı halde Maliki gitti ve aynı şekilde İbadi'nin gitmeyeceği ne malum? Barzani'nin hesabı şuydu: Biz biraz dayatma yaparız ve bu fiili durum uluslararası ortamda kabul görür. Ama bu hesapta göremedikleri şey; ABD'nin İran etkisini dengeleyecek bir Şii unsur yaratma hikayesinin gerçekten önemsediği bir hikaye olması. Bu yüzden ABD risk almak istemedi. Eğer 'sorunlu bölge' dışına taşan bir çatışma durumu olursa, ABD'nin siyasi, diplomatik ya da askeri mekanizmalarıyla çizgi çekmeye çalışması tabii ki mümkün ama şu an yaşanan durumda mümkün gözükmüyor."
'IRAK ORDUSU SÜRECİ PROFESYONELCE YÜRÜTÜYOR'
Ali Örnek'e göre farklı olumsuz örnekler olsa da Irak ordusu süreci çok kan dökmeden ve profesyonel bir biçimde sürdürüyor:
‘TÜRKİYE CESARETLENDİRDİ'
Türkiye'nin Irak Anayasası'na uymayacak bir biçimde KBY İLE anlaşmalar yapıp referandum ve sorunlu bölgeler konusunda onu cesaretlendirdiğini söyleyen Örnek'e göre Barzani Türkiye'nin sonuna kadar arkasında duracağını sandı:
"Türkiye'nin bu olayda izleyici pozisyonda kaldığı gözlemi kesinlikle doğru. KBY, Barzani'yi bağımsızlık ya da en azından sorunlu bölgelerde dayatma yapma fikrinde en çok cesaretlendiren bence Türkiye olmuştu. Irak Anayasası'na aykırı olduğu halde Türkiye Kürdistan petrollerinin satışına aracılık ediyor. Irak Anayasası'na göre bu anlaşmanın Irak üzerinden yapılması, gelirinin ise önce Irak'a gelmesi sonra genel bütçeden her bölgenin alacağı pay ekseninde dağıtılması gerekiyor. Ancak bu Türkiye sayesinde Kerkük-Ceyhan hattı ile 'bypass' edildi."
‘PETROL PARALARININ NEREYE GİTTİĞİ MEÇHUL'
Örnek, KBY'nin Türkiye üzerinden dünyaya pazarladığı Irak petrolünün akıbetinde de sorunlar bulunduğunu söyleken, Barzani aile ilişkilerine dikkat çekerek şu bilgileri aktardı:
'TÜRKİYE DEVLETİ ALARMA GEÇTİ, BARZANİ GÖREMEDİ'
Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde yaşanan gelişmelerden dolayı ‘Kürt devleti' alarmına geçtiğini ve Barzani'nin bunu göremediğini söyleyen Örnek, Türkiye'nin aslında pasif bir siyasetten öte artık bölgesel liderlik iddiasından vazgeçip kendince bir savunma hattı çizmek istediğini belirtti: