Molotov, geçtiğimiz temmuzda boğazın kıyısında birlikte turladığı Ali Osman Zor’a, Rusya-Türkiye krizi hakkında neler düşündüğünü sorduğunda kendisinin, Türk elit tabakalarında NATO’ya yemin edip, şimdi Rusya ile Türkiye arasındaki birliğin sağlanmaması için elinden geleni yapan birçok kişinin bulunduğu, aynı NATO yanlılarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya’ya yönelik girişimlerine son vermeyi amaçlayan başarısız darbe girişimini de organize ettikleri yanıtını verdiğini yazdı. Rus yazar, Türkiye’de tutucu muhalefetin lideri olarak bilinen Zor’un, Cumhurbaşkanı ile ilgili abartılı bir tutum sergileyebileceğinden şüphelenmenin zor olduğunu belirtti.
Türkiye’de siyasetin sevildiğini ve konuşulduğunu yazan Molotov, bu durumun manipülasyonlara yol açtığını, hükümet karşıtı Türk basınının Erdoğan’ı çukura itip, barışçıl girişimlerini de ulusal ihanet olarak değerlendirdiğini ileri sürdü.
Rus yazar, “Erdoğan’ın Avrupa Birliği (AB) üyeliği programından geri adım atması ve NATO’dan çıkılabileceğine yönelik söylemler, Türkiye’deki basın ve dış medya tarafından güçlü saldırılara neden oldu. Erdoğan’a diktatör diyorlar. Ben de Cumhurbaşkanının izlediği çizgiyi eleştiren onlarca gazetenin yayınlandığı ve hükümet üyelerinin politikalarını sabote ettiği bir diktatörlüğü merak ediyorum. Sizce bu imkansız mı?” ifadelerini kullandı.
'ERDOĞAN'IN BİR HAYALİ VAR'
Molotov, Rusya-Türkiye birliğinin oluşmaması için yalan ve yalan haber üreten kocaman bir fabrika çalıştığını, burada yeniden Batı’nın kuklası haline getirilmek istenen Türkiye’nin bağımsızlığının söz konusu olduğunu vurguladı ve şöyle devam etti:
“Rusya’daki ‘kardeşlerinden’ pek farklı olmayan Neoliberaller, hayallerinde 1990’lı yılların Türkiye’sini, yani jeopolitik hırslarından yoksun tatil yapılabilecek bir ülke olarak görüyor. Böyle tenha bir yer, halkı soyup, karşılığında AB vizesi almak için son derece uygun. Erdoğan ise AB vizesi istemiyor, Rus silahlarını ve Türk hayallerini istiyor. Evet, Erdoğan’ın bir hayali var ve kısa süre içinde böyle bir silah olacak.”
RT yazarı, Erdoğan’ın filozofları kendine doğru çektiğini ve bu kişilerin arasından belki de en radikal görüşlü olan Salih Mirzabeyoğlu’nun Türkiye’nin NATO'ya bağlı olduğu dönemde yasaklı durumda olduğunu belirtti. Molotov, “Erdoğan, Ortadoğu tarihi için yeni bir geri sayıma girerek Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yakınlaştı. Böyle bir yakınlaşma 10 yıl öncesinde mümkün değildi. Sonunda Recep Tayyip Erdoğan, çizgiyi aşan Trump’a ve soğukkanlı Merkel’e, hiç kimsenin kendisine astıymış gibi konuşamayacağını anlatarak, sert bir şekilde yerlerini gösterdi. Türkiye NATO’nun set çerçevesinin dışına çıkıyor ve Osmanlı İmparatorluğu’nun dağıldığı zamandan bu yan ilk kez geçmişin mirasını üstlenmek istiyor” ifadelerini kullandı.
'ERDOĞAN'IN ELİNDEKİ SİLAHI DÜŞÜRMEYE ÇALIŞIYORLAR'
Rus yazar, hala büyük politikayı etkileme imkanına sahip olan Türk ‘turuncu’ elit tabakanın Erdoğan’a karşı gözden düşürme kampanyası başlattığını savundu. Molotov, “İlk sırada bağımsızlık teminatı olarak Cumhurbaşkanı’nın elindeki silahı düşürmeye çalışıyorlar. Hafta başından bu yana Karadeniz’in her iki tarafında yeni bir skandal boy gösterdi. Bunun bahanesiyse, Türkiye’nin ortak üretim anlaşmasına varılmazsa Rus yapımı S-400 füze savunma sistemlerini satın almaktan vazgeçtiğine yönelik iddialar oldu. Objektif olmak gerekirse, böyle bir isteğin suç teşkil edecek bir tarafı yok, örneğin Hindistan böyle bir anlaşma imzaladı” diye yazdı ve şu ifadelerle devam etti:
'TRUMP, SERT KAYAYA ÇARPTI'
Bunun da ötesinde Amerikan hava savunma sistemlerinin nöbet yerlerinden alınarak, (ABD Başkanı Donald) Trump’a ‘Meksika sınırında kullanması için’ geri gönderildiğini belirten yazar, Trump’ın cesareti bu silahları sadece yanıt veremeyecek olanlara karşı kullanmaya yettiği izleniminin oluştuğunu ifade etti ve anlatımını şöyle sürdürdü:
“(Trump) büyük dostluk vaatleriyle kazanmaya çalıştığı Erdoğan şahsında sert kayaya çarptı. Olmadı. (Rus ve Türk) liderlerinin arasındaki ilişkilerde suni bir takoz olarak girebilecek hava savunma sistemleri satış anlaşmasının bozulduğuna yönelik düzmece haberli saldırı da püskürtüldü. Erdoğan saldırılara dayandı. Bunu da ötesinde, bu tür planlı saldırılar Türk lideri karşı saldırıya geçmeye zorluyor. Trump’ın Erdoğan’a baskı yapma denemesinin nasıl sonuçlandığını hatırlıyoruz. Şimdi dünyanın en demokratik ülkesinin vatandaşları, Türkiye’yi ziyaret etme olanaklarından mahrum edilmiş oldu. Türkiye’deyse Rusları seviyorlar ve Erdoğan’ın pozisyonlarından geri adım atmamasını diliyorlar ve bu pozisyonlar Türklerin birçoğunun sahip olduğu pozisyonlarla örtüştükçe ABD’nin parasıyla hazırlanmış hiçbir darbe Erdoğan’ı korkutamaz."