Görev süresi dolan ve bu haftasonu Türkiye'den ayrılacak olan Bass, ABD'nin Ankara Büyükelçiliği İkametgahında Diplomasi Muhabirleri Derneği üyeleriyle veda toplantısında bir araya gelerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve diplomasi muhabirlerinin sorularını yanıtladı.
Toplantının yapıldığı ABD Büyükelçiliği İkametgâhı çevresinde polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı görüldü.
Bass, ABD'nin Türkiye'deki misyonlarında göçmen olmayan vize verme işlemlerini durdurma kararıyla ilgili olarak bu kararın, Türk hükümetinin, Türk vatandaşı olan ABD konsolosluğu çalışanlarının kendileriyle hiçbir bilgi paylaşılmadan tutuklanması nedeniyle alındığını, tüm Türk vatandaşlarını etkileyen bu kararı isteyerek almadıklarını belirtti.
'SON 9 AYDIR IŞİD SALDIRISININ OLMAMASI, TÜRKİYE-ABD İŞ BİRLİĞİNİN SONUCU'
Bass, kamuoyu farkında olmasa da Türkiye-ABD işbirliğinin sürdüğünü ifade ederken IŞİD'in son 9 aydır Türkiye'de kayda değer bir eylem gerçekleştirmemesinin, Türkiye-ABD işbirliğinin bir sonucu olduğunu ifade etti.
Bass, şöyle konuştu:
"Hep sıcak günlük gelişmelerle ilgileniyoruz, bu da çok doğal. Fakat bu, ilişkilere daha geniş perspektiften bakmamıza, üç yıl önce hangi noktadan bugün hangi noktaya geldiğimizi görmemize engel oluyor. Bazen kamuoyunun gözü önünde, bazen kamuoyu görmeden önemli başarılar kaydettik. Çok sevindirici bir şekilde, Türkiye, son 9 buçuk aydır kayda değer bir DAEŞ saldırısı yaşamadı. Bu, DAEŞ'in Türkiye'de saldırı düzenlemekten vazgeçmesinden kaynaklanmıyor, DAEŞ, şu anda Türkiye'ye saldırı gerçekleştiremiyor. 2 yıl önceki dün yıldönümü olan Ankara'daki trajik saldırıyı (Gar saldırısı) hatırlıyoruz. DAEŞ'in son dönemde bu ölçüde bir saldırı gerçekleştirememesi, hükümetlerimizin bu konuda yakın yoğun işbirliğinden kaynaklanıyor. Türk istihbarat yetkilileri ve yargı yetkilileri ile ABD'li yetkililerin birlikte sürdürdüğü çabalar sonucunda hem Türkiye, hem Avrupa hem de ABD halkı daha güvende. Bu, Türkiye'nin özellikle Suriye'deki çatışmalar dolayısıyla halen güvenlik sınamalarıyla karşı karşıya olmadığı anlamına gelmiyor. ABD, bu sınamaların farkındadır, bu konuda Türk hükümetinin çabalarını desteklemeyi sürdüreceğiz."
ABD'nin Türkiye ile PKK'dan gelecek tehditler konusunda işbirliği yapmayı sürdüreceğini ifade eden Bass, "Şunu da siz sormadan ben vurgulamak istiyorum: ABD hükümeti bağımsız bir Kürdistan'ı desteklemiyor. ABD bir Kürt koridoru yaratılmasını desteklemiyor. Türkiye'nin egemenliği ve toprak bütünlüğünün değiştirilmesini istemiyor. Şu andaki hiçbir politikası ya da eylemi böyle şeylerin olmasını desteklememektedir" diye konuştu.
'VİZE KARARI ABD HÜKÜMETİNİN KARARIDIR'
Bass, ABD'nin Türkiye'ye yönelik vize kararını, Türkiye'nin kendileriyle iletişime geçmeden konsolosluk çalışanlarını tutuklamasının ardından almak zorunda kaldıklarını ifade ederek "Vize kararıyla ilgili bir yanlış anlaşılma varsa bunu düzelteyim; bu karar, ABD hükümetinin bir kararıdır. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü de dün bunu teyit etti" dedi.
'VİZE KARARININ TÜRKİYE-RUSYA YAKINLAŞMASIYLA İLGİSİ YOK'
Bass, "ABD'nin Türkiye'ye yönelik vize kararının arkasında Türkiye'nin son dönemde Rusya ile yakınlaşması, S-400 alımı ve Suriye'de ortak hareket etmesi olduğu yorumları yapılıyor. Siz bu yoruma katılıyor musunuz" sorusuna "Hayır" yanıtını verdi.
'GÜLEN'İN İADESİ YARGI SÜRECİDİR, ABD HÜKÜMETİ BU KONUDA KONUŞMAZ'
Bass, "Gülen'in iadesinin yargı süreci olduğunu söylüyorsunuz. O halde neden Türk yargısı tarafından tutuklanan Metin Topuz'un serbest bırakılmasını istiyorsunuz?" sorusu üzerine ise "Bu durum farklı. Bize Topuz'a yöneltilen suçlamalar hakkında hiçbir kanıt sunulmadı. Bu konuda iki hükümet arasında hiçbir iletişim olmadı, bize hiçbir bilgi verilmedi" dedi.
'TÜRKİYE İLE TERÖRİZMİN TANIMI HAKKINDA AYNI FİKİRDE DEĞİLİZ'
"Türkiye ile ABD arasında terörizmin tanımı konusunda ve Türkiye'nin Terörle Mücadele Kanunu üzerinde bir anlaşmazlık mı var?" sorusu üzerine "Evet, var. Bu, yine sadece Türkiye ile ABD arasında değil, birçok Türkiye'nin müttefiki ile yaşadığı bir görüş ayrılığı. Bu konuda Türkiye ile ABD hükümetleri arasında görüşülen konulardan biri. Biz, insanları rahatsız da etse itirazlarla da karşılaşılsa belli bir ifade özgürlüğünün olmasından yanayız. Türk hükümeti, bu konuda farklı bir bakış açısına sahip. Biz, bu konudaki endişelerimizi iletmek konusunda utangaç olmadık. Örneğin dün hakkında mahkumiyet kararı verilen Wall Street Journal muhabirinin sadece işini yapan bir gazeteci olduğunu düşünüyoruz. Bu konularda Türk hükümetiyle farklı düşünüyoruz ve bunu dile getirmekten çekinmiyoruz. Bu konuda fikir ayrılığımız sürecek gibi görünüyor" yanıtını verdi.
Vize kararı konusunda Türk hükümetiyle iletişim halinde olduklarını, bu meselenin kısa sürede çözülmesini umduıunu ifade eden Bass, "Umarım Türk hükümeti, bizim kararımızın arkasındaki sebebi anlar ve biz de onların kararlarının sebebini anlarız" dedi. Bass, "Vize kararının kalkması için Metin Topuz'un serbest bırakılmasını mı talep ediyorsunuz?" sorusu üzerine ise "Bu konu, iki hükümet arasındaki görüşmelerin bir konusu" diye konuştu.
Bass, Topuz'un Türk yargı yetkilileriyle birlikte çalışmaktan sorumlu olduğunu ifade ederek, "Topuz ya da tutuklanan diğer çalışanlarla ilgili suçlamalarla ilgili ise yorum yapmam zor, çünkü bu konuda Türk hükümeti bize hiçbir kanıt sunmadı. Topuz, Türk yargı yetkilileriyle yakın şekilde çalışmakla sorumluydu. Özellikle kaçakçılıkla, uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele konusunda çalışıyordu. Bu konudaki işbirliği sayesinde başarılar kaydedildi. Topuz'un görevi dışında bir görüşme yaptığı konusunda bir kanıt varsa bunları görmekten memnuniyet duyarız" dedi.
'SAVCI MEKTUP YOLUYLA ELÇİLİKTEN BİLGİ İSTEYEMEZ'
ABD'li Büyükelçi, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Akıncı Üssü yakınında gözaltına alınan ve sonradan serbest bırakılan Adil Öksüz'ün ortadan kaybolmadan önce ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu'na ait bir telefondan aranmasıyla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bilgi talebine neden yanıt vermediklerini de açıkladı. Bass, büyükelçilikten bilgi talep etmek için iki ülke arasında işleyen kanalların olduğunu, ancak Adil Öksüz'ün aranmasıyla ilgili bu kanalların işletilmediğini ifade ederek şöyle konuştu:
"Resmi talep' derken iki ülke arasında bu konuda işlemesi gereken kanallar var. Bir devlet, diğer devletten bir talepte bulunduğunda bu kanallar işlemeli. Fakat bahsettiğiniz talep resmi kanallardan gelmedi. Dolayısıyla bu konuyu Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'na sormanızı rica ediyorum. Normalde bir bilgi talebi nasıl yapılır, bu konuda yerleşik bir kanal vardır. Bir savcı, büyükelçiliğe doğrudan bir mektup göndererek, üstelik bunu medyaya da açıklayarak bilgi istemez" diye konuştu.