TBMM Türkiye-Venezüella Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Kerem Ali Sürekli, iki ülkenin yakınlaşmasının birincil sebebinin ekonomik iş birliği imkanları olduğunu belirtti. Sürekli, iki ülkenin de ABD ile ilişkilerinin kötü olmasının Türkiye-Venezüella iş birliğinde bir rol oynamadığını ifade etti.
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yunus Soner ise ABD'nin ekonomik yaptırımlarının, Maduro'yu Asya'da yeni müttefikler aramaya ittiğini ifade ederek "Türkiye ve Venezüella'nın, ABD'nin yayılmacılığıyla, müdahaleleriyle karşı karşıya olması, ortak maddi çıkarlarda olumlu bir zemin yarattı" diye konuştu.
Venezüella Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Ankara'ya yaptığı resmi ziyarette Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmede iki ülke arasındaki iş birliğinin geliştirilmesini ele aldıklarını belirtmişti. Maduro, Ankara Üniversitesi'nde katıldığı törende yaptığı konuşmada "Dünyada iş birliğine, barışa ve eşitliğe dayanan bir denge üzerinde yeni güç odaklarının ve kutuplarının doğacağını, böylece dünyanın yeni bir dengeye kavuşacağını düşünüyorum. Bu dünya için mücadele edilmeli. O yüzden Türkiye'ye geldik çünkü Türkiye'ye inanıyoruz. Yeni bir gücün doğduğunu biliyoruz. Tarihine ve kültürüne inanıyoruz. Daha da yaklaşalım, birbirimizi daha iyi tanıyalım, saygı duyalım ve bu yeni dünya için temelleri atmaya başlayalım diye dostluk kollarımızı size uzatıyoruz" demişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da görev süresi dolan Türkiye'nin Caracas Büyükelçisi Şule Öztunç'un yerine yeni büyükelçi atanacağını bildirmişti. Caracas Büyükelçiliği'ne Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürü olan Büyükelçi Şevki Mütevellioğlu'nun atandığı belirtiliyor.
Maduro'nun Türkiye ziyaretini Sputnik'e değerlendiren TBMM Türkiye-Venezüella Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Kerem Ali Sürekli, Venezüella ile ilişkilerin yakınlaşmasının, Türkiye'nin "Latin Amerika açılımının bir sonucu" olduğunu ifade etti.
Venezüella'nın içinde bulunduğu şartların da Venezüella'yı bir ‘açılım' yapmaya ittiğini belirten Sürekli, "Çünkü petrol fiyatlarının düşmesi en çok Venezüella'yı etkiledi. Gelir kaynaklarının yüzde 75-80'i petrol olan Venezüella, petrol fiyatları dibe inince ekonomik çöküntü yaşadı. Bu ekonomik çöküntü dolayısıyla Venezüella sıkıntılı günler yaşadı ve bir açılım yaptı. Burada karşılıklı bir açılım oldu; Türkiye de Latin Amerika açılımı çerçevesinde Venezüella ile ilişkileri geliştiriyor, Venezüella, içindeki durumdan kurtulmak için yeni açılımlar geliştiriyor. Diplomasideki kazan-kazan ilkesiyle iki ülke de hareket ederek ilişkileri geliştirmeye başladılar" diye konuştu.
Maduro'nun Türkiye ziyaretinin, beş yıldan bu yana yürütülen yakın ilişkinin sonucu olduğunu söyleyen Sürekli, "Maduro, geçtiğimiz yıl İstanbul'daki Enerji Kongresi'ne katıldı, burada kendisi de ifade etti. Bu arada gözlerden kaçan bir şey var, ben prensip itibariyle Venezüella Dostluk Grubu başkanlığını deruhte ederken sadece bir dostluk grubu başkanı çerçevesinin dışına çıktım. Geçen yıl buraya Venezüella Yatırım Bakanı geldi. Onun öncesinde biz Venezüella'nın Ankara Büyükelçisi ile birçok defa buluştuk, ilişkilerin geliştirilmesi çerçevesinde neler yapabileceğimizi tartıştık ve sonuç olarak Venezüella Yatırım Bakanı Aralık ayında Türkiye'ye geldi ve ben İzmir milletvekili sıfatıyla onu İzmir'e götürdüm, İzmir'de işadamlarıyla buluştuk. İstanbul'da Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) Venezüella İş Konseyi Başkanı Selim Bora'nın öncülüğünde DEİK toplantısı yaptık. Ekonomik ağırlıklı temaslarımız oldu. Büyükelçi ile de ilişkilerimiz devam etti" ifadelerini kullandı.
Türkiye-Venezüella ilişkilerinin ağırlığını ekonomik ilişkilerin oluşturduğunu ifade eden Sürekli, Maduro'nun ziyaretinde enerji ve ticaret ağırlıklı olmak üzere beş alanda anlaşma imzalandığını kaydederek şöyle konuştu:
"Diğer ülkelerle Türkiye'nin ekonomik ilişkisi çerçevesinde imzalanan anlaşmaların gerisindeyiz Venezüella ile, o açığı kapatıyoruz. Venezüella ile normal ticaretin yürütülebilmesi için bazı anlaşmaların olabilmesi lazım. Mesela bizim Venezüella'da iş yapacak firmalarımız var ama Eximbank garantisi yok, onun altyapısının oluşması için bu anlaşmaların yapılması lazım. Onların bize daha önce petrol karşılığı barter (takas) usulü iş yapalım, mesela petrol karşılığı konut yapalım teklifleri oldu. Böyle bir anlaşmamız oldu, fiili anlamda hayata geçmedi ama orada bir Türk firması 3 binden fazla konut yaptı. Şu anda orada bitmiş 3 binden fazla konutumuz var. Onun dışında şu anda madenlerle, limanlarla ilgili çalışmalarımız var. Petrol dışında Venezüella'da işlenmemiş tarım arazisi geniş miktarda var, turizm var. İşadamlarımız karşılıklı olarak gelip gidecek, ekonomik forumlar yapılacak, bu ilişkiler gelişecek."
"İki ülke de dış müdahalelere karşı direnç gösteren ülkeler. Dış müdahaleyi kabul etmeyen, reddeden, kendi ayakları üstünde duran ülkeler, bu da önemli bir faktör" diyen Sürekli, "Bu durum, iki ülkeyi birbirine yaklaştırıyor mu?" sorusu üzerine "Evet, ancak biricil sebep ekonomi, bu ikincil sebep" yanıtını verdi.
"Türkiye-Venezüella iş birliği, ABD'ye karşı cephenin güçlenmesi anlamına geliyor" yorumuna katılmadığını ifade eden Sürekli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu tür iddiaları gereksiz ve dayanaktan yoksun buluyorum. Türkiye-Venezüella ilişkileri son altı ayda bu duruma gelmedi, son beş yıldır bir hareketlenme var. Kamuoyu bilmiyor, işte geçen yıl Venezüella Yatırım Bakanı geliyor, Türkiye'de üç gün program yapıyor. Birinci öncelik ekonomik gerekliliklerden kaynaklanıyor. Siyasi yakınlaşma bu süreçte tesadüfi olmuş olabilir. Ancak şu sabit; 15 Temmuz postmodern istila girişimine karşı Türkiye'ye ilk destek veren Venezüella olmuştur. Bu bir olgudur. Ancak bizim ilişkilerimizin temelinde birincil önceliğini ekonomi oluşturuyor. Bir de tabii ilişkilerimizin gelişmesi, bizim Latin Amerika açılımımızın sonucudur. Yoksa Maduro ile Enerji zirvesinde görüşüldü geçen yıl. Astana'da görüşüldü, bakanlar geldi. Kimsenin haberi yok, orada biz 3 binden fazla konut yapmışı son beş yılda gelişen ilişkiler sonucu. Venezüella bize neden yaklaşıyor? Maduro'nun ‘Türkiye'ye geldik. Çünkü Türkiye'ye inanıyoruz. Yeni bir gücün doğduğunu biliyoruz' sözü çok önemli. Maduro'nun bu sözü, Türkiye'nin küresel ölçekte bir aktör olduğu ve elinin her yere uzandığını gösteriyor. Maduro, ilişkilerimizin gelişmesini çok güzel özetledi. Cumhurbaşkanımızın yine bu görüşmelerde açıklaması var. ‘Halkın üzerinde bir güç olmadığına inanıyoruz, dış müdahalelerin sorunları daha da derinleştirdiğini düşünüyoruz' dedi. Türkiye'nin büyük ülke olma yolunda ilerlemesi, önemli bir aktör olması, ekonomi, Latin Amerika açılımı, arkasından her iki ülkenin dış müdahalelere karşı direnci, tepkisi iki ülkeyi birbirine yaklaştırıyor. Ama şunu tekrar vurgulamak istiyorum; bizim bir ülkeyle ilişkimiz, başka bir ülkeye karşıtlık anlamında değerlendirilemez. Öyle bir yakıştırmanın doğru olmadığına şahsen inanıyorum.
'VENEZÜELLA ABD BAĞIMLILIĞINDAN KURTULMAK İSTİYOR, ASYA'YA YÖNELİYOR'
Maduro'nun ziyaretini Sputnik'e değerlendiren Vatan Partisi Uluslararası İlişkiler Bürosu Başkan Yardımcısı Yunus Soner, Vatan Partisi adına Mart ayında Meksika'da katıldığı uluslararası kongrede Maduro'nun partisi Venezüella Birleşik Sosyalist Partisi ile ortak önerge sunduklarını, Venezüella'yı birçok kez ziyaret ettiğini kaydetti.
Venezüella'nın Türkiye ile yakınlaşmasının altında Venezüella'nın Asya'da yeni müttefikler aramasının yattığını ifade eden Soner, "Latin Amerika'nın ve özelde Venezüella'nın net olarak tespit ettiği en önemli unsur, Türkiye'nin ABD ile karşı karşıya gelmesidir. Buradan kaynaklı olarak Türkiye'ye Latin Amerika çapında bir güven oluştu, bunu söyleyebiliriz. Venezüella gibi bir ülkenin kendisinin ABD ile ambargo konularında, yeni anayasa konularında karşı karşıya gelmesi nedeniyle Venezüella da Asya'da müttefikler aramaya başladı ve burada o güven temelinde Türkiye ile bu buluşma gerçekleşti. Burada ziyaret öncesinde Sayın Maduro'nun yaptığı ‘Petrol ticaretini Rus rublesi ya da Çin yuanı üzerinden gerçekleştirelim' açıklamaları da Türkiye'nin çıkarlarına uygun açıklamalardı. Türkiye ve Venezüella'nın ABD'nin yayılmacılığıyla, müdahaleleriyle karşı karşıya olması, ortak maddi çıkarlarda olumlu bir zemin yarattı ve bunun devam edeceğini düşünüyorum" dedi.
Venezüella'nın Türkiye'ye verdiği önemin, Venezüella'nın genel olarak Asya'ya önem vermesinin bir parçası olduğunu belirten Soner, "Bunun temelinde ülkenin onyıllar boyunca ABD'ye bağımlı olması yatıyor; Venezüella buradan kurtulmak istiyor. Dolayısıyla Asya'ya yöneliyor. Asya'da yöneldiği yer ise özellikle üretim. Şunu eklemek gerekiyor; Venezüella ABD hegemonyasına dahil olduğu dönemde aşırı derecede petrole bağımlı bir ekonomi geliştirmiş, bunun dışında üretim sektörü oldukça zayıf kalmış. Şimdi Maduro, bu durumu düzeltmek istiyor. Düzeltmek isterken de Türkiye gibi dünya çapında üretimiyle dikkat çeken, sanayileşme birikimi olan ülkelere yöneliyor. Bu iş birliği somut olarak şöyle devam edebilir; Venezüella'nın ciddi petrol rezervleri, enerji kaynakları var. Türkiye'nin ise üretim birikimi, yatırım kapasitesi var. Nitekim belirli alanlarda, örneğin inşaat sektöründe Türkiye'nin Venezüella'da yatırımları başlamıştı. Şimdi bunun daha da gelişmesi, hem dolar dışı ticaret, yani ya milli paralarla ya da barter (takas) yöntemiyle ticaret hem ondan da öte Türkiye'den Venezüella'ya ciddi yatırımlar mümkün" diye konuştu.
'MADURO HEM TÜRKİYE'NİN TARİHSEL BİRİKİMİNE HEM DE BÖLGESEL AĞIRLIĞINA VURGU YAPTI'
Maduro'nun "Türkiye'ye geldik çünkü Türkiye'ye inanıyoruz. Yeni bir gücün doğduğunu biliyoruz" sözlerini de değerlendiren Soner, şöyle devam etti:
"Burada Sayın Maduro'nun kast ettiği hem Türkiye, hem de çok kutuplu dünya. Türkiye de bağımsızlığını derinleştirdiği ve ABD hegemonyasından çıktığı derecede tekrar kendi gücüne geri dönüyor. Bunu, Amerikan basınında da Alman basınında da görebiliyoruz. Sayın Maduro burada hem Türkiye'nin tarihsel birikimine, cumhuriyete, Atatürkçülüğe vurgu yapıyor, hem de Türkiye'nin bölgesel ağırlığına, önderliğine, üretim temeline ve tabii Türk Silahlı Kuvvetleri'ne gönderme yapmış oluyor ve olumlu karşılıyor bunu. Maduro için burada Türkiye ABD'ye karşı bir müttefik olarak güçleniyor, bu tespitine katılıyorum. Ve bu iki ülkenin iş birliğini Sayın Maduro'nun ziyaretinden sonra oldukça derinleştireceğine inanıyorum."
'ZORUNLULUKLAR MADURO İLE ERDOĞAN'I BİRLEŞTİRDİ'
"İki ülke de dolar bağımlılığından kurtulmak ve üretim ekonomisine geçmek zorunda. Bu ihtiyaç, petrol bağımlılığı nedeniyle Venezüella için daha yakıcı, ama Türkiye için de yakıcı. Türkiye'de 50 yıldır ekonomi dışarıdan gelen sıcak parayla, dolarla çevrildi. Şimdi Türkiye artık yavaş yavaş o dolar bağımlılığından kurtulmak, kendi içinde en başta sanayi olmak üzere üretimi teşvik etmek zorunda. Dolayısıyla bu iş birliği, iki ülkenin önünde bir ihtiyaç, bir zorunluluk olarak duruyor. Zaten Nicolas Maduro gibi sosyalist biriyle Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi sosyalist olmayan birini buluşturan zorunluluk da bu. Bu zorunluluklar, bu mecburiyetler İslamcı siyasi gelenekten gelen bir cumhurbaşkanını sosyalist gelenekten gelen bir devlet başkanıyla birleştiriyor. Bu mecburiyetler, ekonomi programını da yönetiyor. Burada ideolojiler çok önemli değil, iki ülkenin ihtiyaçları belirleyici. Burada Türkiye ve Venezüella arasında derinleşen bir iş birliği olacağından ben kesinlikle eminim."
'İŞ BİRLİĞİ VENEZÜELLA İLE SINIRLI KALMAYACAK'
Türkiye'nin Latin Amerika'da iş birliği yaptığı ülkelerin Venezüella ile sınırlı kalmayacağını da söyleyen Soner, "Örneğin Türk Hava Yolları Küba'ya doğrudan uçuşlarını başlattı, Türkiye'den Küba'ya yönelik ciddi ticari yatırım ilgisi olduğunu biz Vatan Partisi olarak bizzat tespit ediyoruz. Aynı şekilde ben Küba'da burada Küba Büyükelçiliği ile yaptığım görüşmelerde o tarafın da Türkiye'ye yönelik büyük beklentileri olduğunu biliyorum. Dolayısıyla bu iş birliği gerçekçi bir iş birliği ve Türkiye için çok büyük bir zorunluluk. Ve Türkiye, bu iş birliğini daha güvenli yürütecek bir hükümete 2019'da kavuşacak. Mevcut hükümetin geçmişine baktığınız zaman ciddi sıcak para bağımlılığı görüyorsunuz, bunu aşmak zorunda kalıyorlar. Fakat stratejik perspektif açısından eksiklikler görüyoruz, hükümetin kendi içinde farklı sesler çıkıyor. Türkiye 2019'da farklı bir hükümetle Venezüella'yla olsun, Küba'yla olsun, onların ötesinde diğer Latin Amerika ülkeleriyle üretim temelli stratejik iş birliğine girecektir" dedi.