“İnanabiliyor musun, benim kimliğim teokratik bir darbeye uyar mı? Suudi Arabistan misali bir ülkede yaşayabilir miyim? Neden o adamın başımıza geçmesini isteyeyim ki! Çıldırmış olmalıyım. Sadece her zaman muhalif kimliğimle konuştum, yazdım. Kimsenin de düşmanı olmadım, karşısında konuştum. Bu duruşumla darbeye nasıl zemin hazırlayabilirim ki! Sadece muhalif gazeteci oldum. Bu süreçte herkes gibi ben de geç fark ettim. İtiraf ediyorum. Burnumun dikine gittim. Uyarılara da dikkat etmedim. Demokrattım. Dindar kesimlere hep duyarlıydım. Ama bu FETÖ’de itiraf edeyim ki yanıldım. Başka bir yapılanma karşımıza çıktı. Sadece benim değil, devletin en üst katından, Genelkurmayı’na kadar.
'YARGITAY'IN KARARI ÇOK AÇIK, OKUNMASI LAZIM'
'MEKTUP YAZMAM YASAK'
“Torunlarımı çok özledim. Onlar canlarım benim. Ama gelemiyorlar. İnfaz memurları ve polislerden ürktüler ilk geldiklerinde. 5 ve 12 yaşlarındalar. Şimdi gelemiyorlar. Kızım ve oğlum geliyor. 2 ayda bir açık görüş izni var. Mektup yazmam da yasak. Bu yasaklar terör suçlularına. Avukatımla da haftada bir kez görüşebiliyorum. Nasıl savunmamı yazacağım bu şartlarda?”