Çelik'in Cumhuriyet gazetesinden Seyhan Avşar'a anlattıkları şöyle:
Ayşe Öğretmen'den bahseder misiniz? Şu an neler yapıyorsunuz?
Canlı yayına bağlandıktan sonra hayatınızda neler değişti?
Yayın esnasında tamamen vicdani duygularla, yaşadığım olayların psikolojisi ile çatışmanın olumsuz sonuçlarına, ortaya çıkan insanlık dramına dikkat çekmek üzere masumane bir konuşma yaparken ve o an beni dinleyen insanlar tarafından olumlu tepki alırken doğru bir şey yaptığım hissi uyandı. Ama cümlelerimin kendi çıkarları uğruna kimi medya organları tarafında çarpıtılması sonucu hayatım allak bullak oldu. Çok sevdiğim eğitim yuvasından uzaklaşıp, çocuklardan kopartıldım. Hiçbir suçum yokken toplumsal baskıya maruz kalarak linç edildim.
'HER YERDE BU CÜMLELERİMİ TEKRARLAYACAĞIM'
'Çocuklar ölmesin' demenin suç olabileceğini düşünmüş müydünüz?
Yargıçlar hakkınızda 1 yıl 3 ay ceza verdiğinde neler hissettiniz?
Güldüm… Önce doğru algılamadığımı düşündüm. Ama karar gerekçeleriyle yüzüme açık açık okunurken yüreğim sızladı. Bu karar gerçek olamaz, olmamalı dedim. Bir süre şok yaşadım. Defalarca kendime, çocuklar ölmesin demenin cezası olur mu, diye sordum. Tabii bir yandan da kötü bir karar çıkacağının sinyallerini almıştık. İçimde yine de bir umut vardı. Cezamın dünya çocuklar gününde onaylanması da ayrı bir trajedi.
Yargıtay'ın kararı onamasını bekliyor muydunuz?
'ÇOCUĞUM İÇİN KORKUYORUM'
Cezaevine girecek olmak sizde bir kaygı yaratıyor mu?
Çocukların öldürüldüğü veya cezaevinde büyümek zorunda kaldığı günlerde dünyaya bir çocuk getirecek olmak sizi tedirgin etmiyor mu?
Böyle bir sonuç ile karşılaşacağımı bilseydim, bırakın çocuk sahibi olmayı kötü, vicdansız ve hiçbir şekilde adalet içinde yaşanamayan bir dünyaya gelmek dahi istemezdim.