CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik, 'FETÖ' operasyonunda gözaltına alındı. Çelik, 13 gün boyunca gözaltında
kalırken, 'FETÖ' üyeliği iddiasına dayanak olarak gösterilen delillerden biri de 'Digitürk üyeliğini iptal etmesi'ydi.
İktidara yakın medya ise, Celal Çelik'in gözaltındayken telefonunun ve bilgisayarının şifresini bilerek yanlış verdiğini ve telefonunu bloke ettirmeye çalıştığını iddia eden haberler yaptı.
Bidebunudinle programında Yavuz Oğhan'a konuşan Celal Çelik'in avukatı Turan Aydoğan, Çelik'in gözaltı sürecine ilişkin bilgiler verdi.
Avukat Aydoğan, gözaltı sürecinde delil toplanmadığını şöyle anlattı:
"13 gün boyunca Celal Çelik'e hiçbir şey sorulmadı. Dijital veriler ile beraber delil toplama anlamında bir çalışmaları vardı ama ben bir delil toplanabildiğini düşünmüyorum. "
Aydoğan, Çelik'in muhalif görüşlerinin 'FETÖ'ye bağlanmaya çalıştığını ise şu sözlerle savundu:
"Bu soruşturma, Temmuz ayında başladı. Celal Çelik'in bir televizyon programındaki muhalif duruşu nedeniyle başlatıldığını düşünüyorum. Sorulan sorular daha çok, Celal Çelik'in Digitürk üyeliğini sonlandırması da dahil olmak üzere, hâkim-savcı camiasındaki kişise
ilişkileri, Twitter'da paylaşmış olduğu 'Başçalan' ifadesi de dahil olmak üzere, muhalif görüşlerini bir yere bağlamak için soruldu. Bu soruları Celal Çelik rahatlıkla yanıtladı, yanıtlarken de, FETÖ'yle mücadele ettiğini anlatmaya çalıştı. Ama FETÖ'yle mücadele ederken bile, FETÖ'cülük suçlamasıyla karşılaşabiliyorsunuz."
'KILIÇDAROĞLU'NUN DANIŞMANIYLA FİKİR BİRLİĞİ İÇİNDE DEĞİLDİ'
içinde olmadığını şöyle anlattı:
"Kemal Kılıçdaroğlu'nun avukatının, Kemal Kılıçdaroğlu'nun danışmanını araması kadar normal ne olabilir. Ayrıca, hakkında soruşturma yürütülen insanları rencide edecek ifadeler kullanmak istemiyorum ama, Celal Çelik adı geçen kişilere karşı tavrının ne olduğunu çok net ortaya koydu. Celal Çelik, o arkadaşlarla bir fikir birliği içerisinde değil, bir yol ayrılığı içerisinde davrandığını izah etti. Sayın Başsavcıvekili de bunlara ikna olmuş ki, Celal Çelik'in yurtdışına çıkış yasağıyla beraber serbest bırakılması yönünde talepte bulundu."
'ŞARJ ALETİ BULAMADILAR'
haberlerdeki içeriklerle ilgisi olmadığını belirterek, şunları söyledi:
"Siz de basın emekçisisiniz. Bu haberleri neden siz yapamadınız? Önce buna bakmanız gerekiyor. İçeride birisi, mücadele ettiği bir örgüte yardım etmekle itham ediliyor. Bir kısım basın organları da, fütursuzca yayın yapıyorlar. Avukatları olarak Celal Çelik
gözaltındayken hiçbir bilgiye sahip değiliz ama bir kısım medya grubu
çarşaf çarşaf yayın yapıyor. Bunu daha önceden de biliyoruz. Taraf Gazetesi'nin yaptığı yayınları biliyoruz. Türkiye daha önce bunları
denedi ve çok zararlı çıktı. Davalar sulandırıldı, sulandırılan davalar eline ayağına bulaştı."
"Celal Çelik'in sadece telefonu değil, bir dizüstü bilgisayarla ilgili de 'şifresini vermediği'ne yönelik ifadeler kullanılıyor. Dijital verilerin incelendiği yerde, Celal Çelik'in avukatı olarak bulunan bir kişi olarak konuşuyorum. Çelik'in şifresini vermediği söylenen dizüstü bilgisayarının bir şifresi yok. Emniyet görevlileri, dizüstü bilgisayarı alırken, şarj cihazını almadıkları için bilgisayarı açamıyorlar. Çünkü şarjı bitmiş. Biz onlara 'isterseniz şarj cihazı
getirelim' dedik. Kabul etmediler. 7-8 tane bilgisayara el konuldu. Bunların içinden bir tanesi, şarj aletini bulup getiremediklerinden dolayı açılamadı.
Kullandığı telefon ise iphone. Bugüne kadar hiç telefonunu kapatmamış. Sadece uçağa binerken uçak moduna almış. Telefonu birden kapanınca,
hayatında ilk defa o telefonun şifresi lazım olmuş. Kendisi diyor ki,'Benim hayatımda kullandığım 1-2 tane şifre var. Sanıyorum onlardan biri de bu telefonun şifresidir. Emniyete o şifreleri veriyor. Ayrıca Celal Çelik, iphone telefonlarının şifre yanlış girildiği zaman açılamayacağını bilebilecek teknolojik bilgisi olan birisi de değil. Biz, Çelik'in verdiği şifreleri denettiyoruz dijital veriler alınırken, o sırada iki tane şifre girince telefon açılmayınca emniyet görevlileri bize 'Üçüncü hatalı şifreyi girersek, telefon kapanacak ve bir daha açılamayacak. Bunu ben de, Celal Çelik de ilk defa duyuyor.
Ama yandaş basın, 'Bilgisayarının şifresini üçüncü defa yanlış girince bilgisayar kendini kapattı' diyerek yayın yaptı. Bundan sonra, kimse şifresini doğru vermez. Adliyenin çalışmasını, güvenlik güçlerinin çalışmasını zorlaştıracak bir yayın da yaptılar. Celal Çelik şifresini vermiyor dediler. Aslında aksine, Celal Çelik, bilgisayarı, telefonu, arabası her şeyinde emniyetin işini kolaylaştıracak biçimde arama ve tespit yapılmasını istedi. Çünkü oraların tamamında FETÖ'yle mücadele var."
'13 GÜN DEĞİL, 13 SAAT GÖZALTINDA DURMASINI GEREKTİRECEK BİR ŞEY YOKTU'
"13 gün değil, 13 saat gözaltında durmasını gerektirecek bir şey yokken, Celal Çelik, hürriyeti sınırlı bir şekilde bu süreci geçirdi. Diyoruz ki, 'FETÖ mücadelesi lütfen sulandırılmasın. FETÖ'yle mücadele eden insanları gözaltına alırsanız, bu bize tanıdık gelir. Daha önce sulandırılan işler gibi gelir. Ayrıca, Celal Çelik, darbe girişimine ilişkin açılan davada, Cumhuriyet Halk Partisi'nin müdahil avukatı. Çelik, o davada en can alıcı soruları soran avukat. Ama gidip o örgüte yardımdan suçluyorsunuz."
'DÜŞÜNCELERİNİ SÖYLEYEMEYECEK Mİ?'
Aydoğan, sözlerini şöyle noktaladı:
"Bu ülkede muhalif olan herkes böyle şeylere maruz kalır ise,Türkiye'de ileride yeşerebilecek bir demokrasinin yeşermesini engeller. Celal Çelik hukukçu olarak, siyasetçi olarak düşüncelerini söyleyemeyecek mi?"