DW Türkçe'nin haberine göre, Alman basını genel seçimin sonuçlarını değerlendiren yazılara yer verdi.
"Hristiyan Birlik partileri, 1976'dan bu yana iki istisna dışında yine Almanya Federal Meclisi'ndeki en güçlü siyasi parti olmayı başardı. Şu andaki büyük koalisyonun küçük ortağı olan Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) seçmenler tarafından cezalandırılması sonucu Şansölye Merkel dördüncü defa aynı göreve gelebilecek. Bunun için CDU; Hristiyan Sosyal Birlik (CSU), Hür Demokrat Parti (FDP) ve Yeşiller'den oluşan bir ittifakı oluşturmayı başarmalı. SPD ana muhalefet partisi olacağından CDU'nun kalabilmesi için tek seçenek bu. Şansölyenin Yeşiller ile temas kurma konusunda bir çekincesi yok. Ancak federal düzeyde oy kaybetmiş olması ve önümüzdeki sene Bavyera eyaletindeki meclis seçimleri sebebiyle CSU için aynı şey söz konusu değil. Bir CDU/CSU-FDP-Yeşiller ittifakı, olur da kurulabilirse, mucizevi bir şekilde doğmak yerine sancılı bir şekilde doğacak."
Kölner-Stadt Anzeiger gazetesi AfD'nin Federal Meclis'e girmesiyle ilgili bir yoruma yer veriyor:
Stuttgarter Zeitung gazetesinde ise yüzde 20,6'lık oy oranı ile tarihinin en kötü seçim sonucunu alan Sosyal Demokrat Parti'nin durumu irdeleniyor:
"Hristiyan Birlik önemli oy kaybına karşın yine de seçimden güçlü bir şekilde çıkmayı başarırken, Schulz gibi değerli bir aday gösteren SPD'nin nasıl böylesine kötü bir sonuç alabildiğinin sorgulanması gerekiyor. Ancak SPD'nin zayıflığı personelle ilgili bir konu değil. Partinin zayıflığının nedeni, büyük koalisyonun küçük ortağı olmasının yanı sıra CDU'ya karşı inandırıcı bir alternatif sunamaması. Sosyal Demokratların kişilerle ilgili bir tartışmaya girmesine gerek yok. Gerekli olan, parti programına yeni bir soluk getirilmesi, muhalefette!"
Frankfurter Rundschau'nun Almanya için Alternatif'in (AfD) meclise girmesiyle ilgili yorumu ise şöyle: