TBMM’nin olağanüstü toplantısında şahsı adına söz alan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, hükümetin ve parti yöneticilerinin tezkereye yönelik yaptığı açıklamaları eleştirdi.
ALTAY: KAMUOYUNDA KOPARDIĞINIZ GÜRÜLTÜNÜN TAM KARŞILIĞI BU SÖZ
CHP’li Altay, AK Partili Elitaş’ın "Bu referandum pat diye önümüze geldi” dediğini de savunarak, “Yani, bu kadar tecrübeli bir siyasetçinin bu kadar tecrübesizce bir laf etmesini de anlamadım” dedi.
'MOLLA BARZANİ'NİN YÜZ YILLIK RÜYASI BU'
Altay’ın konuşmasını tamamlamasıyla birlikte devam eden Kayseri tartışması TBMM tutanaklarına şöyle yansıdı:
BAŞKAN (İSMAİL KAHRAMAN)- Sayın Altay, ben sizin Sayın Elitaş'la hukukunuzu gayet iyi biliyorum.
ENGİN ALTAY (Devamla) — Hemen düzeltiyorum.
BAŞKAN — Ama, millet, şu anda seyredenler bir tuhaf değerlendirebilirler. Artı, Kayseri için söylediğiniz o söz maalesef uydurmadır tabii ki yani bu tip benzeri sözler milleti yaralar.
ENGİN ALTAY (Devamla) — Atasözleri nasıl uydurma Sayın Başkan?
BAŞKAN — Zatıaliniz bir eğitimcisiniz.
ENGİN ALTAY (Devamla) — Hemen düzeltiyorum.
BAŞKAN — Lütfen bir açıklık getirin, onları gerisin geri alın efendim.
ENGİN ALTAY (Devamla) — Şimdi, bu tezkereyi yani terörle mücadele tezkeresini referandumu engelleme, Barzani'ye gözdağı verme tezkeresi gibi pazarladı Sayın Elitaş. Ben de dedim ki: “Hani bir atasözü var; Kayserililer eşeği boyar, babasına satar.” Bunu söyledim.
KAMİL AYDIN (MHP) — Yok öyle bir atasözü.
ENGİN ALTAY (Devamla) — Ya, sen "Yok." de, ben "Var." diyorum. Hadi ispatla olmadığını. Ben de "Var." dedim ama peşine de "Elitaş siyaseti bıraksın, gitsin Kayseri'de ticaret yapsın; siyaseti bıraksın, ticaret yapsın." maksadını söylerken o deminki atasözünden kaynaklı bir boyama hikâyesi söyledik. Sayın Elitaş, bu konuda bir hakaret…
MUSTAFA ELİTAŞ (AK PARTİ) — Hakaret yok efendim.
ENGİN ALTAY (Devamla) — Özür dilerim yani mesele yok, burada bir şey yok.
MUSTAFA ELİTAŞ — Tamam, tamam, hakaret yok.
ENGİN ALTAY (Devamla) — Var mı? Yok.
BAŞKAN — Efendim, herhâlde var tabii, herhâlde var.
ENGİN ALTAY (Devamla) — Tamam, özür…
BAŞKAN — Yalnız, sizden şikâyet edeyim, tekrar bir sataşma olmasın.
ENGİN ALTAY (Devamla) — Kastım; Elitaş siyaseti bıraksın, ticaret yapsındır. Kastım budur, o kadar.
BAŞKAN — Ben, Sayın Altay'ı düzeltmek için davet ettim, o bu sefer ekstra yaptı, bir dikiş daha yaptı.
MUSTAFA ELİTAŞ — Çok yanlış, çok yanlış o.
BAŞKAN — Lütfen, lütfen buyurun efendim. Mustafa Bey, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ – … Bakın, fıkrayı yanlış biliyorsunuz. Söylenen şudur: Anasını boyayıp babasına satmak derler yani aile düzenini kurtarabilmek için yapılan bir iştir bu iş ama eşek fıkrası da var. (AK PARTİ ve CHP sıralarından gülüşmeler, AK PARTİ sıralarından alkışlar)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (HDP) — Siz de bunun için özür dilemelisiniz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) — Şimdi, bizim bu fıkrayı bilen birisi Kayseri'ye gelmiş, "Hani siz eşeği boyayıp satıyorsunuz ya." demiş… Ayakkabı boyacısı çocuk ayakkabı boyacısına varmış, uzatmış ayağını tezgâha, demiş ki: "Oğlum, siz burada ananızı boyayıp babanıza satıyorsunuz, eşeği boyayıp şöyle satıyorsunuz." deyince çocuk şöyle tepeden tırnağa bir süzmüş, "Amca, sana kaç kilo gideceğini şimdi hesaplarım." demiş. Yani onun için bu fıkraları iyi bilmek gerekir. Kayserili alnının teriyle ticaretini yapan bir bölgenin insanıdır. Kayseriliden kimse korkmaz, pazarlığı sever ama malı sattıktan sonra rahat uyur çünkü Kayserili tüccar sözüne sadık, senedi Reşat altını gibidir diye tarif edilir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN — Efendim, toplum tarafından takip edilen bir oturum yapıyoruz. Dünya eskiden çok büyüktü, şimdi bir köy oldu, bir kasaba oldu, mahalleler, sokaklar, devletler oldu. Eski rekabetler yüzünden çıkmış, uydurulmuş sözleri biz kabul etmiyoruz, bir bütünüz. Engin Bey başta olmak üzere, şehirler arasındaki eski lafların uygun olmadığına, kullanılmaması gerektiğine temyiz yolları kapalı olmak üzere oy birliğiyle karar verdik efendim.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR — … Temiz bir dile davet ediyorsunuz ya herkesi, özellikle az önce duyduğumuz buradaki söz gerçekten inanılmazdı. "Anasını boyayıp babasına satmak" diye bir sözü gerçekten duymamış olmayı isterdim. Bunu bütün kadınlar adına iade ediyorum, kadınlar satılık değildir. Böyle bir söz hiçbir şey adına, nereye ithaf ederseniz, nereye söylerseniz söyleyin, ne, hangi atıfla söylerseniz söyleyin kullanılamaz. Ayrıca, şunu ifade etmek isterim: Bir savaş tezkeresi aslında oylanıyor. Ama bunun zararını en fazla gören, fiziksel, cinsel, psikolojik olarak en fazla… Bunun zararını en fazla görenler kadınlardır ve bu yükselen öfke siyasetleri nedeniyle evde, sokakta şiddet gören de kadınlardır, yıktığınız hayatlar nedeniyle daha sonrasında onları tamir etmeye çalışanlar da kadınlardır. Ama imza attığınız tezkerelerde bunlar yazmıyor, bir de üstelik bunun üzerine kalkıp bu tür laflar edip, cinsiyetçi laflar edip gülebiliyorsunuz. Esefle hepinizi kınıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ — Aile kurumunun, ailenin ne olduğunu bilmediğinden anlaması çok zor. Aile kurumunu bilmediğinden anlaması zor bazı insanların.
ENGİN ALTAY- …Sayın Elitaş'tan tekrar özür dilerim. Kayserililer için söylenilir, Kayserilileri övmek için söylenilir, ticari zekâlarını övmek için söylenilir "Eşeği boyarlar babalarına satarlar."
MUSTAFA ELİTAŞ — Ticaretle alakası yok anasını boyayıp babasına satmanın.
BAŞKAN – Engin Bey, bu Kayseri mevzusunda çok durduk, bazı tepkiler de geldi. Kayseri 5 bin yıllık kadim bir şehir. Bazı tabirleri kullanmayalım. Demin hanımefendinin dediği gibi de değişik ihtilatlara sebep olur. Dolayısıyla, ayrı fikirde olduğumuzu zannetmiyorum, sizi yakinen tanıyorum çünkü, nezaketinizi gayet iyi biliyorum. Diğer şehirlerimiz dâhil her şehrimiz, lütfen, bu tip mevzuları da aradaki hukukun getirdiği şakalaşma olarak görsünler diyorum.
ENGİN ALTAY — Başkanım, Kayserililerin hepsi bu sözü bilir. Kayseri'ye atfen yıllardır, belki yüzyıllardır kullanılan bir söz olarak bilir ve benim tanıdığım hiçbir Kayserili bu sözden rahatsız olmaz.
İSMAİL TAMER (AK PARTİ) — Ben oldum Engin Bey, ben oldum.
ENGİN ALTAY — Olamazsın abi, sen de olamazsın. Bundan rahatsız olan, devşirme Kayserilidir.
BAŞKAN — Efendim, tamamladık, bu mevzuyu bu şekilde kapattık.