Askerler, IŞİD’in kuşatmanın daha ilk günlerinde Fırat nehrinden üsse gelen suyu kestiğini, kuyudan gelen acı suyu kullanmak zorunda kaldıklarını ve giderek ona alıştıklarını anlattı.
Ali adında Suriyeli bir subay, “Her zaman kuyumuz vardı, kışın pınar yaptık. Oradan gelen su kimilerine acı, kimilerineyse tuzlu geliyor, fakat o sudan zehirlenmeyeceğinizi ve içebileceğinizi bilirsiniz. Suya hızlı alışılıyor” diye konuştu.
Üste kalan askerlerin sürekli olarak savaşmak zorunda kaldıklarını anlatan Ali, üssün savunucularının neredeyse bir yıldır eşlerini ve ailelerini göremediğini, birçoğunun ise telefonda dahi konuşmadıklarını aktardı.
Askerlerin şimdiki hedeflerinin delinen kuşatma alanını 11 kilometreye çıkarmak olduğunu aktaran teğmen, bu şekilde uçakların güvenli iniş ve kalkışlarının sağlanmış olacağını vurguladı.
‘SALDIRILAR ARALIKSIZ OLARAK SÜRDÜ’
Militanların önce patlayıcı dolu araçlarla savunmayı delmeye çalıştıklarını, ardından makineli tüfeklerle donatılmış araçlarla saldırılara devam ettiklerini anlatan teğmen, üsteki askerlerin her gün IŞİD’in planlarını suya düşürdüğünü kaydetti.
Suriyeli askerler, su ve hijyen gereçlerinin yetersizliğinden ötürü sıkıntılı zamanlar geçirdi, fakat her defasında üssü başarıyla savundu.
HALEP’TEKİ ÜSTE NELER OLDU?
Deyr ez Zor’da bulunan hava üssündekine benzer bir durum daha önce Halep’in yakınlarındaki Kuveyris askeri üssünde de yaşanmıştı. Üsteki askerler, 2015’e kadar 3 yıl boyunca üssü başarıyla savunmuştu. Kuşatma döneminde Kuveyris üssünde askerler, ekmek ihtiyaçlarını karşılayan bir fırın inşa etti, eski bir boksör olan subaylardan biriyse askerlere boks öğretti.
Ali, “Kuveyris’i hatırlayalım. Askerlerimiz orada da teslim olmadı ve biz hala kuşatma altındayken oradaki zaferi kutlamıştık. Oradaki askerlerin bizleri herkesten daha iyi anladıklarından ve bizimle birlikte sevinç yaşadıklarından eminim” ifadelerini kullandı.