Ancak Türkiye'de Almanların haksız gerekçelerle tutuklanması ve Ankara'nın, teröre destek verdiği iddiasıyla 680 Alman şirketinin adının yer aldığı bir liste hazırlamasına tepki vermek zorunda olduklarını söyleyen Gabriel, "Ekonomik yardımlarımızı azalttık ve Türkiye'ye yatırımlar konusunda risklere işaret ettik" dedi. Ankara'nın buna da hızlı bir biçimde tepki gösterdiğini söyleyen Gabriel, "Ekonomik baskı etkisini gösterdi" dedi.
Türkiye'nin bir süre önce aralarında Daimler ve BASF gibi Alman şirketlerinin de bulunduğu 680 Alman şirketinin adının yer aldığı bir liste oluşturduğu ve listedekilerin teröre destek ile suçlandığı iddia edilmişti.
Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ Temmuz ayında yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Berlin'e gönderdiği ve Alman şirketlerini de içerdiği belirtilen "terör" listesiyle ilgili bir "iletişim hatası"nın yaşandığını söylemişti.
Öte yandan Federal Meclis Dışişleri Komisyonu Başkanı Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Partili Norbert Röttgen, Passauer Neue Presse'ye Türkiye'nin AB üyeliği hakkında açıklamalarda bulundu. Türkiye ile ilişkilerde esaslı bir kötüleşme yaşandığını söyleyen Röttgen, "Cumhurbaşkanı Erdoğan değerler konusunda bir ortaklık yok, Ankara ile sadece çıkarlara dayalı bir işbirliği olabilir" dedi.