Tarihi anıt mezar depo olarak kullanılmış

Kibyra antik kentinin bulunduğu tepenin eteklerinde varlığı bilinen ve bu yıl kazı çalışmalarına başlanan anıt mezar tamamen ortaya çıkarıldı. Antik kentin yakınındaki Çeşme mahallesindeki evlerin arasında kalan anıt mezardaki kazı çalışmaları Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Arkeoloji Bölümü'nden uzmanlar ve öğrenciler tarafından yürütüldü. Haziran ayının ortalarında başlayıp geçen ay tamamlanan çalışmaların ardından anıt mezarın çevresi demir çitle çevrilerek korumaya alındı.

'ANITSAL BİNA TAMAMEN KALDIRILMIŞ'

Mezarda kazı çalışmalarını yürüten MAKÜ Arkeoloji Bölümü'nde görevli uzman arkeolog Mustafa Şimşek, anıt mezarın M.S. 2'nci yüzyılda 'kripto' olarak adlandırılabilecek, zemin altında gizli bir mezar odası olduğunu belirtti. Şimşek, "Roma'nın en ihtişamlı döneminde inşa edilmiş bir mezar. Bu tarz mezarlar sadece bir tek kişinin defnedildiği değil, kişinin bağlı olduğu ailenin tamamının defnedildiği özel aile mezarlarıdır. Çok özel bir mimariye sahip. Kibyra ya da komşu kentlerin nekropolislerinde bu tarz mezarları görebilmek çok mümkün değil. 8x12 metre podyum uzunluğuna sahip, 4 metre podyum yüksekliği var. Yapının sadece podyum kısmı korunabilmiş. Üzerindeki mezar olarak adlandırdığımız anıtsal bina tamamen kaldırılmış. Olasılıkla M.S. 5-6'ncı yüzyıl içerisinde Erken Doğu Roma döneminde farklı ihtiyaçlardan dolayı kaldırılmış durumda. Kazılar esnasında lahitlere ait çok nitelikli küçük parçalar ele geçirdik" dedi.

'KİME YA DA KİMLERE AİT OLDUĞUNU BİLEMİYORUZ'

Bu dönem kazı çalışmalarının bittiğini, mimari çim ve konservasyon çalışmalarının devam ettiğini anlatan Şimşek, mezarın etrafının demir çitle çevrilerek korumaya alındığını kaydetti. Mezarın mimari niteliğine bakarak mezar sahiplerinin halk arasında nasıl bir niteliğe sahip olduklarının yorumlanabildiğini anlatan Şimşek, "Bu tarz mezarlar yaşadıkları toplum içerisinde çok zengin, önde gelen ya da prestij sahibi insanların ya da ailelerinin mezarlarıdır. Çalışmalarımız esnasında yapıya ait herhangi bir yazıt bulamadığımız için kime ya da kimlere ait olduğunu bilemiyoruz" diye konuştu.

Pamukkale Üniversitesi doktora öğrencisi Esra Sayın da anıt mezarın çevrede yaşayanlar tarafından odunluk, kömürlük ve depo olarak kullanıldığını belirterek, "Sadece odun değil, her türlü malzemeyi koymuşlar. Araba tekerlerinden tavuk kümesine kadar her şey vardı. Düzgün bir çalışmayla burayı hem kültür mirasına, hem de Gölhisarlılara armağan etmiş ve tarihimizi çöpten kurtarmış olduk" dedi.