Önce ABD’nin eski Sırbistan Büyükelçisi Cameron Munter, Stratfor için kaleme aldığı yazıda Çin’in Balkanlar’daki etkisinin arttığı konusunda uyararak, ABD’nin rolünü güçlendirmesi gerektiğine dikkat çekti. Ardından NATO'nun eski genel sekreterlerinden Javier Solana, Sırbistan’da yayınlanan Danas gazetesi için yazdığı köşe yazısında Çin’in Balkan ülkelerinin altyapı projelerine milyonlarca dolar yatırım yaparak ‘dişlerini gösterdiğini’ belirtti. Solana ayrıca Çin ve Rusya’nın eylemleri sonucunda ‘Batı Balkanlar’ın AB kurumsal yapısının bir parçası olma ile ilgili motivasyonunu gözden geçirebileceğini’ ileri sürdü.
Bu yakınlarda Politiko da Balkanlar’ın Pekin için ‘Tek Kuşak Tek Yol’ güzergâhında Çin’in Avrupa’nın politikasını etkileme garantisi veren en önemli koridor olduğunu belirtmişti.
'BU SÜRECİ KİMİN ENGELLEDİĞİ BELLİ'
Djordjevic, Pekin’in söz konusu ülkenin birçoğunun AB’ye üye olduğunu ve onlarla yapılan işbirliğin AB ile işbirliğinin de güçlenmesi anlamına geldiğini vurguladığına dikkat çekti.
Sırp uzman, “Bu süreci kimin engellediği belli, Moskova’nın ve Pekin’in olmadığı ortada. Batıda Çin’in Balkanlar’ı AB’ye sırt çevirmeleri için zorlayacağı konusunda yapılan uyarılar ise AB’nin bu bölgede dürüst olmayan davranışlarının temize çıkarılmaya çalışılması. Ayrıca Avrupalı şirketlerin aynı kalitede hizmetleri çok daha uygun fiyatlarla sunan Çin şirketleriyle rekabete dayanamamaları korkusu var. Bu nedenle ‘Çin ve Rusya’ hayaleti ile korkutuyorlar” diye konuştu.
'BALKANLAR'DAKİ VARLIĞININ GÜÇLENMESİ AB'NİN HOŞUNA GİTMİYOR'
“Çin’in 16+1 mekanizmasının çerçevesinde Balkanlar’daki varlığını güçlendirmesi AB’nin hoşuna gitmiyor, çünkü Doğu Avrupa ülkelerindeki tekeli ve hâkimiyeti etkilenmiş oluyor. Aslında AB’ye hiç kimse bu ülkelerde uygun şartlarda kredi vermeyi ve altyapı projelerini hayata geçirmeyi yasaklamıyor. AB’nin yatırım yapmak istemediği, yapsa da mutlaka bir takım siyasi ve ekonomik talepleri öne sürdüğü ortada, Çin ise bunu yapmıyor."
Bu arada Çin’in AB’ye karşıt rolü konusunda, yine Çin’in başlıca ticaret ortağı olan AB’nin bir zamanlar dış politika ve güvenlik sorumlusu olan Solana’nın uyarması da ilgi çekici.