Eli kulağında gerilimi ve olası senaryoları TOBB Üniversitesi’nden İ Uluslararası İlişkiler ve İran uzmanı Dr. Gülriz Şen ile konuştuk.
‘ABD ASKERİ TESİSLER İÇİN BASTIRACAK’
‘YÜZEYSEL GEREKÇELER ABD’Yİ YALNIZLAŞTIRABİLİR’
‘TAHRAN’IN BM’DE YENİ GİRİŞİMLERİ OLACAK’
‘KUZEY KORE’YE BAKINCA İRAN ANLAŞMASININ ÖNEMİ GÖRÜLÜYOR’
Şen’e göre, İran son sert açıklamalarıyla, esasen ABD’yi anlaşmada tutmaya çalışıyor. Anlaşmanın bozulması halinde Ortadoğu’da silahlanma yarışının hız kazanacağını ifade eden Şen, bunun da bölgeye daha çok savaş getireceğini belirtti: “İran nükleer anlaşması, tartışmalı konular içinde diplomasi ile çözülen başarılı bir örnektir. Kuzey Kore’deki gelişmelere baktığımız zaman, İran nükleer anlaşmasının ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Bölgesel olarak Arap Baharı’ndan bugüne kadar Ortadoğu’da var olan yıkım ve türbülansı düşündüğümüz zaman, İran nükleer anlaşması meselesinin de barışçıl yollarla halledilmesinin bölge açısından ne kadar önemli olduğunu en azından aklıselim uzmanlar, diplomatlar belirtiyor. İran bu açıklamaları caydırıcı bir unsur olarak yapıyor. Öte yandan, içeride şahin kanada karşı ve Batı’ya karşı zayıf gözükmek istemediği için de Ruhani tarafından bu tarz açıklamaları duyduk ama esasen İran’ın şu anki yöneliminin ‘Anlaşmaya uymazsanız, biz de eski halimize kısa bir zamanda dönebiliriz’ mesajı ile Trump’ı ve ABD’yi bu husustan caydırmaya çalıştığı söylenebilir.”
‘AVRUPA ALTINDA SİYASİ SEBEPLER ARAR, TAHRAN’DA ÇIKARLARI VAR’
‘SADECE BALİSTİK FÜZE MESELESİ AB’Yİ ABD’YE YAKLAŞTIRABİLİR’
‘İRAN’IN KONVANSİYONEL SİLAHLARA YATIRIMI ANLAYIŞLA KARŞILANIR’
İran’ın nükleer silahlanmayı reddettiğini ve anlaşmayla olası çalışmalarının da engellendiğini belirten Şen, Tahran’ın balistik füze çabalarını ise ‘savunma amaçlı’ ifade ettiğini kaydetti. İran’ın saldıran değil savunan bir dış politika izlemesine rağmen Şen’e göre balistik füze meselesi önümüzdeki dönemde gündemden düşmeyecek: “İran’ın yaptığı anlaşma kapsamında ‘Nükleer başlık taşımak için dizayn edilmiş balistik füzeden uzak durulmasını’ salık veren bir ibare vardı. Esasen Zarif de, ‘Bizim bu yönde çalışmalarımız olmadığı için bu amaçla dizayn edeceğimiz bir füze de yok’ diyerek açıklık getirmişti bu konuya. Bunlar İran’ın konvansiyonel silah kapasitesi kapsamında değerlendirilmesi gereken silahlardır. İran nükleer anlaşmayı yaparak, kendisi için caydırıcı olabilecek bir programda ciddi kısıtlamalara gitti ve her zaman nükleer silahlanmayı reddediyordu. Uluslararası aktörler İran ile yürüttükleri müzakere çerçevesinde, İran’ın nükleer silah yapma kapasitesini engellemiş oldular. Bu nedenle İran’ın bölge konjonktüründe ve Körfez’deki muazzam silahlanmayı düşündüğünüzde, konvansiyonel silahlara yatırım yapmasını anlayışla karşılamak gerekiyor. Çünkü İran ambargolar yüzünden kendi silahlarını üreten bir ülke ve geçmişte Rusya, Kuzey Kore veya Çin’den askeri mühimmat alabiliyordu ama balistik füze meselesi tamamıyla bir egemenlik hakkı olarak ve anlaşmanın dışında. Bu dönemde konuşulan füzeler çok kritik çünkü, bu füzelerin Hizbullah ile bağlantısı, Yemen krizindeki bağlantısı gibi meseleler sebebiyle İran’ın ulusal savunma sanayinden çıkıp, bölgesel ölçekteki krizleri etkileme kabiliyetini de şekillendirdiği için, bu dönemde balistik füze meselesi sıklıkla dile getiriliyor. Bu İran’ın geri adım atacağı bir konu değil, bilakis Meclis’teki son oturumlarda daha fazla savunma sanayi harcaması yapılması için bütçeden yeni bir pay ayrılmış oldu. Önümüzdeki dönemde, gerilim bu konu üzerinden daha çok şekillenecek gibi gözüküyor.”
‘BARIŞÇI NÜKLEER PROGRAM TÜRKİYE İÇİN DE AVANTAJ’
Türkiye’nin nükleer anlaşma konusundaki tavrına da değinen Şen, bölgede hiçbir aktörün nükleer silahlı bir İran istemediğini vurgularken, barışçı nükleer programı ise kendisine de örnek gördüğünün altını çizdi: “Türkiye komşusunun nükleer silahlanmasına karşı ancak barışçıl maksatlarla nükleer programlarını gerçekleştirmesi, Türkiye açısından da bir avantaj çünkü Türkiye de böyle bir arayış içinde. Bu nedenle meseleyi silahlanmadan ziyade, barışçıl maksatlı nükleer program sürdürme bağlamında yapılan anlaşma Türkiye için de önemli. Hem komşusunu nükleer silah sahibi olma noktasında engelliyor, hem de barışçıl, uluslararası normlara uygun ve denetim altında nükleer faaliyetlere de izin veriyor. O noktada, anlaşma bu haliyle korunursa, Türkiye açısından hem enerji hem de stratejik bağlamda faydalı olacaktır” değerlendirmelerinde bulundu.”