Ponpon kızlık görsel açıdan güzel bir spor olsa da birçok akrobatik hareketi bir araya getirmesi nedeniyle tehlikeli olma özelliği de taşıyor. Ayrıca sporcular, gösterileri için gün aşırı saatlerce hazırlanmak zorunda.
Kerçesner “Takımımızda farklı yaşlardan kızlar var, bu nedenle antrenmanlar gürültülü geçiyor. Kızlar disiplinli olmadığından hocamızın sert davranması gerekiyor. Ben de uğraşılması zor biriyim, çünkü performans korkumu yenemedim, kalabalık önüne çıkmaktan çok korkuyorum. Gösteri öncesinde gözyaşlarına boğulup panik yapmaya başlayabilirim” ifadelerini kullandı.
Bir yarışma sırasında diğer takımların performanslarını hiçbir zaman izlemediğini belirten Kerçesner “Bir kenarda oturup gösteri için hazırlanıyorum. Diğer sporcuların yüzlerini görmek istemiyorum, yoksa gerilip kontrolümü kaybederim. Bu nedenle bekliyor ve doğru zamanda dışarı çıkıp elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum” dedi.
‘KİLOMUZU KONTROL ETMELİYİZ’
Kerçesner, ponpon kızların kilolarını iyi kontrol etmesi ve doğru beslenmesi gerektiğini de belirtti.
Kerçesner “Gösteri sırasında beni kaldıran kızlar kilomdaki en ufak değişikliği hissediyor, her ekstra kiloyu fark ediyor. Bu yüzden bana ciddi ciddi ‘Nataşa, artık yemeyi kes!’ diyebilirler. Yoksa beni kaldıramazlar” ifadelerini kullandı.
Kerçesner, ponpon kızlık mesleği karşılığında bir ücret ödenmediğinden takımdaki herkesin başka mesleğinin olması gerektiğini de ifade etti.
Kerçesner “Ponpon kızlık bir eğlence sporu, hiçbir gelir getirmiyor. Bu nedenle bir mesleğim de var. Bu sporla uğraşırken esnek bir işe ihtiyacım oldu, bu nedenle manikürcülüğü seçtim. Standart programı olan bir işte çalışamazdım” dedi.
Kerçesner, kaynak eksikliğinden dolayı kıyafetlerini de kendilerinin dikmek zorunda kaldıklarını söyledi.
Birçok kişinin ponpon kızlığı ciddiye almadığını belirten Kerçesner “Ponpon kızlık ciddi bir spor. Başka takımlarla yarışıyoruz. Ayrıca 2020 yılında akreditasyon verilirse bu spor yakında bir Olimpiyat sporu olabilir. Bence o zaman bu spora yönelik yaklaşım değişir” dedi.
