Yeni anayasa referandumunun düzenlendiği 16 Nisan öncesi 'Evet' kampanyası başlatmasıyla tepkileri üzerine çeken eski milli futbolcu ve spor yorumcusu Rıdvan Dilmen, Hürriyet gazetesinden Cengiz Semercioğlu'na konuştu. Dilmen'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Türkiye futbolu insan kaynaklarıyla, sistemleriyle, tüzükleriyle tarihinde yönetildiği kadar iyi yönetiliyor da… (Futbolcu) Arda Turan krizi abartıldı, hiç kriz filan yoktu aslında, sanal bir olaydı da… Fatih (Terim) Hoca ve prim krizi tamamen senaryoydu da… Hiçbir şey yoktu da ortalık benim yüzümden mi karıştı? Ben o dönem neler yaşandığını anlatıyordum sadece. Açıkçası her şeyin pozitif olmasını istiyordum ama olmadı. Ortalığı karıştıran adam ilan edildim.
Asla Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) başkanı olmayacağım. Ben yeminimi ettim ve o konu kapandı.
İstiklal Marşı’nı sahada 3-4 oyuncu zor okuyor artık.
Pepe’nin cümlesi aslında o kadar önemli ki. Adam 34 yaşında, "Hayatımda ilk kez seyircisiz oynadım" diyor. Biz daha bunu çözemedik.
'Rıdvan Dilmen öldü' haberi görseler, Allah korusun, kurban kesenler olur. Benim için önemli olan kamu vicdanı. Kamu vicdanında, siyasi konularda insanlar bana karşı biraz tepkili ama onu da izah edeceğim. Bu arada şunu söyleyeyim: Bir daha bu konuları asla gündeme getirmeyeceğim. Ama cevap verirlerse, belgeleriyle cevap veririm.
Ben 'Evet 'kampanyası ile ilgili asla önceden konuşmadığım kimseye bağlanmadım. Toplam sekiz kişiyi aradım. Üçü "Ben girmeyeyim" dedi. İsimlerini de asla vermem. Beşi "Gireriz" dedi. Arda, (şarkıcı) Murat Boz, (futbolcu) Burak Yılmaz bildiğiniz isimler…
('2019 başkanlık seçimlerinde de ‘Var mısın’ benzeri bir kampanya yapar mısın?' sorusuna) Referandumda yaptığım kampanyadan hiç pişman değilim, bugün olsa yine yaparım. 2019’da ihtiyaç olursa yine yaparım. Çünkü Cumhurbaşkanı (Recep) Tayyip Bey’in bu ülke için çok önemli bir değer olduğunu düşünüyorum. Ama diğer taraftan benim sağcısıyla, solcusuyla hiçbir problemim yok. Olmadı da. Bu ülkenin kurucu değerleriyle de yok. Ben Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu büyük Cumhuriyet’in evladıyım.
Sayın Cumhurbaşkanımızı çok fazla rahatsız eden biri değilim. Bayramlarda ve kandillerde ararım. Bazen evine davet eder sağ olsun. Sohbet ederiz.
Cumhurbaşkanımızın vereceği görev benim için her zaman önemlidir. Ben geçmişimden, Nazilli’den ve Dilmen soyadından gurur duyarım. Ama özellikle 12 yıl öncesinde Erdoğan ailesinden başta Mustafa Abi ve Ziya Enişte ile samimiyet kurduktan sonra hayatımda eksik kalan şeyleri de görme şansım oldu. Bu sadece dinle ilgili değil. Hayata bakış açısında da… Bana insanlar yalaka diyebilir, hatta kızabilirler. Özellikle Bodrum tarafına giderken bu röportajı uçakta okuyanlar beni eleştirecek. Ama bunlar gerçek. Ben onların demokrat ve adaletli olduklarını gördüm. Ofislerinde hamal da gördüm, Koç Ailesi üyelerini de gördüm. Gardiyan da gördüm, Aziz Yıldırım’ı da gördüm. Onlar için herkes aynı. İnsanların siyasi görüşleri ne olursa olsun.
Tayyip Bey’i de bu Cumhuriyet’i daha da ileri taşımak isteyen biri olarak görüyorum. Ama ben Recep Tayyip Erdoğan’ın bu ülke için bir şans olduğunu ve içinde müthiş derecede çocuk ruhu olduğunu biliyorum. Onu görmüyorlar. Son derece çocuksu, sıfır kini olan, hayata pozitif bakan bir insan.