Mahçupyan'ın "Bugün referandum olsa" başlığıyla Karar gazetesinde yayımlanan yazısı şöyle:
Çünkü böylesine temel bir değişikliğin bu kadar az farkla geçmesi, en ufak bir sallantıda toplumsal eğilimin diğer yöne kayabileceğine işaret ediyor. Öte yandan bir kez kabul edildiğine göre cumhurbaşkanlığı sisteminin ‘hukuken meşru' olduğu konusunda kuşku yok. Ne var ki mesele sistemi referandumda geçirmek değil, toplumu bu sistem altında yönetebilmek. Referandumda oy farkının az olması toplumsal kabullenmeyi psikolojik olarak zorlaştırıyor ve bu da yönetimin daha hassas bir çizgide gitmesini gerektiriyor. Diğer deyişle cumhurbaşkanlığı sisteminin ‘toplumsal meşruiyeti' aslında zaman içinde yerleşmek durumunda ve bu da iktidarın başarılı olup olmamasına bağlı…
***
Hükümet bu noktadan sonra olumlu yönde bir ‘dönüş' yapar mı, yapabilir mi, yapmak ister mi bilemeyiz. Ancak yaşanmış olanı yaşanmamış hale getirmek mümkün değil… Başta AK Partililer olmak üzere herkesin bugünkü iktidara ‘yeniden' bakma ihtiyacı hissettiği bir noktadayız. Önümüzdeki her cumhurbaşkanlığı seçiminin işin özünde bir tür referandum olduğunu düşünürsek, aynı referandumu bugün yapsaydık nasıl bir sonuç çıkardı diye düşünmekte yarar var.
Evet oylarının içinde HDP'li Kürt seçmenden gelen 4 puanın bugün azalmaması mümkün değil. İktidarın Suriye politikasının ve Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin önerdiği referanduma kategorik olarak karşı çıkmasının bir maliyeti olacaktır. Buna AK Parti tabanındaki yıpranmayı ve ‘gönülsüzlerin' artmasını ekleyelim. Öte yandan referandumda ‘hayır' demiş olup şimdi ‘evet' diyecek pek birilerinin olmadığını da akılda tutalım. Sonuç, bugün yapıldığı takdirde referandumda ‘hayır' çıkma ihtimalinin daha yüksek olduğudur…
***
AK Parti'nin hem iktidarda kalması hem de buna layık olması isteniyorsa, ibreyi demokratik kriter ve normlara doğru çevirmek ve bunda samimi olunduğunu göstermek gerekiyor. Aksi halde en cevval teşkilatı da yaratsanız sonuç hüsran olabilir. Hatta teşkilat cevvalse belki daha da ters tepebilir… Çünkü siyasette pazarlamacı dönemi bitmiş, çoğunluk gözünü ürüne dikmiş gözüküyor.