"Askeri vesayet dendiği zaman askerin siyaset üzerindeki öyle veya böyle bir etkisinin olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunun kökeni nedir, ona bakmaya çalıştım. Karşıma hukuki dayanağı olan siyasetin her yaptığına engel olan bir yapı çıkmadı. Daha ziyade tarihsel kökenleri olan psikolojik boyutu ağırlıklı ama kısmi bir hukuki zemini de olan bir vesayet yapısı çıktı. Bunu yazarken belirtmek gereği duydum. Sanki askeri vesayeti savunuyormuşuz gibi bir anlam çıksın istemedim. Öyle bir vesayeti savunmuyoruz. Hiçbir vesayeti savunmuyoruz."
Emekli Tümgeneral Yavuz, şöyle devam etti: "Toplum zaman zaman demokrasinin önünde engel oluşturabilecek tutumlara tanıklık etti. Ancak askeri vesayet kalktığı zaman gördük ki siyasi iradenin denetimsiz bir yapıya kavuşması askeri vesayeti adeta aratır bir noktaya getirdi. Ben ona vurgu yapmaya çalıştım.
‘ASKERİ VESAYETİN KALDIRILMASI, ORDUNUNUN İTİBARSIZLAŞTIRILMASI İLE MÜMKÜNDÜ'
Askeri vesayetin kaldırılması Türkiye gibi ordusuyla kuvvetli bağları olan bir toplumda kolay bir şey değildi. Bu maksatla başka bir şey yapılması gerekiyordu. Askeri vesayetin kaldırılmasına yol açan birtakım tedbirler alınması gerekiyordu. Bu da ordununun itibarsızlaştırılması ile mümkündü."
Yavuz, "Ordu önce Güneydoğu'da çok başarısız sonra bütün bu kirli davalara bulaştırılmış içinde gayri hukuki yapıları barındıran, çeteleri olan bir yapı gibi topluma takdim edildi ve bir sürü sahte belgelere dayalı dava açıldı. Ordu bu süreçte zayıflatıldı. Arkasından bu atılan adımlar başka bir yapının Türk Silahlı Kuvvetleri ve devlet içerisinde gizli bir şekilde örgütlenmiş dinci uluslararası güce dayanan, onun kontrolünde bir yapının çıkmasına neden oldu ve siyasi iktidar bu dönemde attığı adımlarla bu yapının palazlanmasına, iyice bir odak, güç olmasına neden oldu. O sürece biraz temas ettim. Hangi adımlar atıldı da bu yapı kendisini darbe yapabilecek kadar güçlü hissetti, bunu açıklamaya çalıştım" şeklinde konuştu.
‘PKK'LILARIN GEÇİŞİNE MÜSAADE EDİLDİ'
Siyasi iktidarın askeri otoriteye kulağını tıkadığını vurgulayan emekli Tümgeneral Yavuz, "Açılım, Suriye politikası ve FETÖ'nün 15 Temmuz dinci darbe girişimi; bu üçünde de siyasi iktidar kulağını askeri otoriteye tıkadı, ondan gelen talepleri dikkate almadı. Sınırlardan PKK'lıların geçişine müsaade edildi. Şehirlerde hendeklerin kazılmasına göz yumuldu. Askerlerin bu konudaki görüşlerine yer verilmedi. Ayrıca Suriye politikası büyük jeopolitik bir oyundu. Bir felakete götürüyordu ülkeyi. Eğer bir asker onurunu kaybetmediyse bu politikalara ‘hayır' der. Siyasi irade ‘Ben sana rağmen bu politikaları uyguluyorum' derse o zaman istifa eder ‘Ben politikalara alet olmak istemiyorum' der. Askerden de böyle bir şey göremedik. Bu da talihsizlik. Orduyu da bu konuda eleştirmeniz lazım" ifadelerini kullandı.