'BOĞUŞMAYA BAŞLADIK'
Zuhal Tursun yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Bir kafa ve dişlerini gördüm sadece. O arada ben onun ağzını itip yeğenimi kurtardım, bu kez bana saldırdı. Yeğenime sadece yüz ve kaç diyebildim. Ondan sonra yüzgeciyle benim başımı aşağı indirip, beni boğmaya çalıştı. Ağzıyla şah damarımın olduğu yerden ısıracaktı, ben elimle ittim, o esnada da elimi kaptı ve beni sürüklemeye çalıştı. Boğuşmaya başladık. Hiçbir şekilde kurtulamadım ondan. Çığlıklar attım, bağırdım. En sonunda hiç gücüm kalmadı. O esnada beyaz bir botla bir adam geldi ve beni bota çekmeye çalıştı. Adam beni bota çekerken kaplumbağa kolumu ısırdı. Daha sonra bir adam daha gelip kaplumbağanın kafasına vurdu zannedersem, kolumu bıraktı. Bota binerken arkadan gelip kaba etimi yakaladı. Bizi oradan hastaneye götürdüler ve bize tetanoz ve kuduz aşısı yapıldı. Sakinleştirici bir iğne de yaptılar."
Ankara’dan eşi ve çocukları ile tatile gelen Didem Sürsal Watson ise kendisine ait sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "12 yaşındaki oğlum ve ben dün bu kaplumbağa tehlikesini atlattık. Deniz gözlüğümüzle Orak Adası’nda yüzüyorduk, birden oğlum ’anne kaplumbağa var’ dedi. Denizin içine bakmamla koca kaplumbağanın hızla bize doğru çıkması bir oldu. Bize saldırınca tüm gücümle bacaklarımı çırpmaya başladım, oğlum da aynı şeyi yaptı. Bağırarak teknedekilerden yardım istedik. O adada bu konuda hiçbir uyarı yapılmadı ve uyarı levhaları da yoktu, bu durumda kalan insanlar boğulup kalp krizi bile geçirebilir, acil olarak uyarıcı levhalar konulmalı caretta carettaların saldırıları ile ilgili olarak" dedi.
'YEMEK VERMEYİN' UYARISI