Duruşmanın ilk oturumunda, dönemin Kara Havacılık Komutan Vekili ve Kara Havacılık Okul Komutanı eski tuğgeneral Ünsal Coşkun'un ardından helikopter ikinci pilotu eski üsteğmen Haydar Murat Özden, esas hakkındaki savunmasını yaptı.
Kendisini sanıkların hiçbirisinin görev için seçmediğini iddia eden Özden, "Görevlendirilmem yasal yollardan yapıldı. Tanık ifadeleri, görevin mahiyeti hakkında bir bilgim olmadığını ortaya koyuyor. Bu gibi durumlarda taşınacak kişinin önemi nedeniyle son ana kadar pilotlara bilgi verilmediğine daha önce defalarca şahit oldum. Bundan dolayı şüpheye düşmedim" diye konuştu.
Uçuştan önce rutin olarak yapılması gerekenleri yerine getirdiğini ileri süren Özden, deliller arasında bulunan, doldurduğu uçuş defterinin bunun kanıtı olduğunu söyledi.
Özden, uçuş boyunca nereye gittiklerini bilmediği için tüm uçuşu birinci pilot Zeki Göçmen'in gerçekleştirdiğini öne sürerek şunları dile getirdi: "Birinci pilot Zeki Göçmen, Çiğli'ye varınca saat 22.30 sıralarında telefonumuzu kapatmamızı emretti. Telefonumu kısa süreliğine açtım ve beni aradıklarını anladığım eşimle, kardeşimle görüşerek iyi olduğumu söyledim. HTS kayıtlarına göre eşim ve kardeşimle toplam 31 saniye görüşmem var. 35 saniye telefonum açık kalmış. Görüşmelerden geriye kalan 4 saniyede internete girip darbe girişiminden haberdar olmam mümkün değil."
Bodrum'daki Imsık Meydanı'na iniş yaptıktan sonra Imsık'ın komutanı Yarbay Fethi Şahbaz'ın kendisini odasına götürdüğünü belirten Özden, savunmasını şöyle sürdürdü: "Şüphelenmeye başlamıştım. Odada televizyon açıktı. Televizyondan ülkede neler yaşandığını görünce şoke oldum. Oradan uzaklaşarak saklandım. Oyuna getirildiğimi ve nefret ettiğim, beni mağdur eden bir örgüt tarafından kullanıldığımı anladım. Benden yardım istenmemesine rağmen bir daha çalıştırılmaması için 2 helikopterin bataryalarını ayırdım.
Yücel Ekizoğlu ve benim kaçmamla faaliyet başarısız oldu. Marmaris'teki ekip başarılı olsalardı bile helikopterleri çalışamaz hale getirdiğimiz için kaçamayacaklardı. Bizim çabalarımızla daha fazla polisin şehit olması önlenmiş oldu. Daha sonra Ekizoğlu ile gelen jandarmalara bir zorluk çıkarmadan teslim olduk."
Bu arada Özden'den önce Kara Havacılık Komutan Vekili ve Kara Havacılık Okul Komutanı eski tuğgeneral Ünsal Coşkun dinlendi: "Yaptığımız görev neredeyse bir araç kiralama şirketininkiyle aynı. Araç kiralama firmasının sorumluluğu ne orandaysa Kara Havacılık'ın tahsisten sonraki sorumluğu o kadar. Helikopterleri verdikten sonra harekatla ilgili bir sorumluluğumuz olmaz, sadece teknik danışmanlık yaparız. Görevin hangi koşullarla yerine getirilebileceğini bildiririz ama görevin içeriğine karışmayız."