Faruk Aksoy, “MHP durup dururken niye atarlanıyor?” başlıklı köşe yazısında hükümet tarafından yapılan açıklamalarda MHP'nin politikalarına uymayan ifadeler olduğunda AK Parti'nin 'yaylım ateşine tutulduğu'nu söylerken "Bu böyle olmaz ki" yorumunu yaptı.
Aksoy'un bugün yayımlanan yazısı şöyle:
AK Parti/MHP uyumuyla siyasi dengeler kuruldu, uzun zamandır işler sorunsuz ilerliyor.
…
MHP’nin hassasiyetlerini anlıyoruz, aslında “MHP’nin hassasiyetleri” diyerek özel bir başlık açıp, vatan/millet/devlet/bayrak savunmasını sadece MHP’ye mal etmek de yanlış, ama onlar daha duyarlılar, daha çabuk tepki veriyorlar.
…
AK Parti, ülke yönetmenin sorumluluğuyla hareket ediyor, Türkiye’nin renklerini, seslerini bir arada tutmak zorunda, 80 milyon insana, iş, aş bulmak zorunda, bunları yapmak hiç de kolay değil.
Adı konulmamış bu koalisyonda yumurta küfesini AK Parti taşıyor.
…
Aradan geçen 15 yılın birikimiyle ve tecrübesiyle, AK Parti, kurumsal olarak dilini epey değiştirdi.
Parti, kendini muhafazakar/demokrat olarak tarif ediyordu, şimdi ise muhafazakar/milliyetçi bir duruş sergiliyor.
2000’den önce de Erdoğan gibi konuşan, milli değerlere vurgu yapan siyasiler vardı fakat bu söylemlerini inandırıcı hale getirecek icraatları yoktu.
…
Bugün muhalefet kabul etmiyor ama o dönemlerde ekonomi kötüydü, istikrar yoktu, Türk Lirası’nın değeri düşüktü; Ecevit, başbakanken, borsa 11000’i gösteriyordu, kişi başına düşen milli gelir 3500 dolar civarındaydı, milliyetçi vurgu sade ve kuru bir umuttan ibaretti.
Şimdi durum değişti.
Vatan sevgisinin elbette karşılığı olmaz, vatan sevgisi parayla pulla ölçülmez ama bir anlamı var artık, beklentisi var, vadettiği bolluk, bereket var.
…
Ya, “Vatanımızdan başka savunacak neyimiz var?” diyeceksiniz, ya da “Her şeyimizi bu vatana borçluyuz, her şeyimiz vatana feda” diyeceksiniz.
…
Türk insanı, vatan sevgisinin nimetleriyle yeni yeni tanışıyor, bu AK Parti’nin en büyük başarısıdır.
Dağ başına yol yapıp tünel açmak, en ücra ilçeye doğalgaz götürmek, havalimanlarını iki katına çıkarıp halkın %70’ini uçağa bindirmek, milli geliri 10 bin dolara çıkarmak kolay işler değil.
Partinin, ekonomi programları, yatırım tercihleri tartışılıyor, tartışılsın, sorun değil ama Türkiye’de, 2000’den önce iyi olup da AK Parti’den sonra kötü olan ne var?
…
Fakat 15 Temmuz’dan bu yana, özellikle de 16 Nisan referandumundaki desteğinden sonra, MHP’nin daha vakur, daha mütevazı, daha sakin olması gerekir.
Birisi çıkıyor, eyalet sisteminden bahsediyor, atıp tutuyor, MHP, AK Parti’yi tefe koyuyor; birisi çıkıyor, yeni bir devletten bahsediyor, MHP, AK Parti’yi, yaylım ateşine tutuyor, bu böyle olmaz ki…
AK Parti, her olayda, “laik ve demokratik cumhuriyetin” muhafazası konusunda, MHP’ye hesap vermek, MHP’nin şüphelerini gidermek zorunda değil ki…
Daha nasıl söylenecek “tek devlet, tek vatan, tek bayrak, tek millet” hassasiyeti?
…
Bugün, MHP grubunda ne konuşuluyorsa, üç aşağı beş yukarı AK Parti grubunda da o konuşuluyor, şüpheye, endişeye mahal yok, herkes rahat olsun.
…
AK Parti, Türkiye’nin teminatıdır, Türkiye’dir, Tayyip Erdoğan da, o partinin genel başkanı olarak bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı'dır.
Demem odur ki,
Hiçbir partinin, hiçbir partiye ayar verme yetkisi de yoktur, hakkı da yoktur, mesele Türkiye meselesidir ve bu ülke tarihinin en parlak günlerini de AK Parti döneminde yaşamıştır.
Anlaştık…