Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde PKK'ya yönelik devam eden operasyonda ateş sonucu bir polisin hayatını ilişkin gözaltına alınan kişilerin bazı güvenlik görevlilerince darp edildiği iddiası üzerine açılan soruşturma devam ediyor. Alınan bilgiye göre, Şemdinli'nin Altınsu Mahallesi'nde 5 Ağustos tarihindeki operasyon esnasında PKK'lılarca açılan ateş sonucu bir polis memurunun hayatını kaybettiği, bir polisin de yaralandığı saldırının ardından PKK mensuplarının gizlenerek ateş açtıkları değerlendirilen evlerde arama yapılarak bazı şüpheliler darp edilerek gözaltına alındı.
Operasyonda gözaltına alınan bazı kişilerin darp edildikleri iddiasıyla Şemdinli Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptıkları başvurunun ardından başlatılan soruşturma sürüyor.
'İŞKENCE EDİLEREK GÖZALTINA ALINANLAR VAR'
Yılmaz, köyde darp edilen çok sayıda vatandaş bulunduğunu öne sürerek şunları ifade etti:
"Köyde son zamanlarda çatışma yaşanıyordu. Cumartesi gecesi de çatışma yaşandı ve çatışmada bir polis memurunun şehit olduğunu, birinin de yaralandığını öğrendik. Allah ailelerine sabırlar versin. Bu olaydan sonra arama kararına binaen saat 1-2 arası baskın yapıldı. Bu defa yapılan arama normal aramaya benzer bir arama değildi. Vatandaşlar darp edilerek, hatta işkence edilerek gözaltına alınanlar var."
'BİR GRUP POLİSTEN BAHSEDİYORLAR'
Olaya ilişkin savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını belirten Yılmaz, "Darp raporu için Şemdinli Devlet Hastanesi'ne müracaat ettik. Savcı bey bizi gönderdi, rapor almamız için. İstediğimiz düzeyde bir darp raporu alamıyoruz. Sabahleyin arkadaşlarla karar aldık. Vatandaşların şikayetlerini almak için masa kurduk. Bu konuda savcılık da gerekli talimatları verdi ve gerekli işlemlerin yapılacağını söyledi. Bazı polis memurları iyi tavır sergileyip, gayet iyi bir şekilde aramaları gerçekleştirmiş ama nedense bir gruptan bahsediyorlar. Bir grup millete işkence ve zorbalık yapmış." diye konuştu.
'YÜZÜME DİPÇİKLE VURDULAR, TEKME ATTILAR, BAYILDIM'
Darp edildiğini ifade eden Cafer Atabak da gözaltına alındıklarında hakarete de maruz kaldıklarını söyledi.
Atabak, şöyle konuştu:
"Evde yatıyorduk. Saat 01.00 civarıydı. Kapıyı çaldılar. Ben de balkondan kapıyı açacağımı söyledim. Kapıya yetişmeden kırıp içeri girdiler. İçeri girdikten sonra beni kırılan camların üstünde yürüttüler. Ayaklarım yara oldu. Konuşmama izin vermeden dipçiklediler. Yüzüme dipçik attıkları sırada kolumu kalkan olarak kullandım. Beni koridora götürüp dipçikle vuramadıkları için tekmelerle vurdular. O sırada yere çöküp bayıldım. Ondan sonra kolumdan tutup beni dışarı götürdüler. Sonra oğlumu getirdiler. Onu da yüzüstü yatırdılar."
Köyde yaşayan başka kişilerin de darp edildiğini öne süren Atabak, "Benim çocuğumu da aldılar içeri. Orada bir polis vardı hakkını yiyemem. Kolumdan tutup beni onların elinden çekti. Orada 3-4 kişi kaldı. Onları çok dövdüler. Ardından beni üst kattan ifadeye çağırdılar. Orada 'Benim çocuğum kalp hastasıdır. Yazıktır onu bırakın ben buradayım zaten.' dedim. Bunun üzerine oğlumu bıraktılar." dedi.
'BİZİ BAYAĞI DÖVDÜLER, SIRTIMDA İZLER VAR'
Mahalle sakinlerinden Erkan Bay, arama için eve gelen polislerin annesine silah doğrulttuğunu ve hakarete maruz kaldıklarını belirterek, "Bizi bayağı dövdüler. 'Teröristsiniz' diye bize hakaret ettiler. Ondan sonra Emniyet Müdürlüğüne götürdüler. Bizi burada da darp ettiler. Gözüm dahil vücudumun çeşitli yerlerinde morluklar var. Sırtımda da izler var. Suç duyurusunda bulunduk." ifadesini kullandı.
Aralarında @mizginirgathdp ın da bulunduğu bir heyetimiz Şemdinli Şapatan köyünde işkence gören yurttaşlara dayanisma ziyaretinde bulundu. pic.twitter.com/gg66fZuafu
— HDP Kadın (@HDPkadin) 9 Ağustos 2017
HDP HEYETİNDEN ZİYARET
Öte yandan HDP'den bir heyet, işkence iddialarının basına yansımasının ardından köye giderek izlenimlerini aktardılar.
HDP Bitlis Milletvekili Mizgin Irat, basına sadece 36 kişinin darp edildiği iddiasının yansıdığını ancak 100 kişinin darp edildiğini öne sürerek özetle şunları ifade etti:
"Darp raporlarında sıkıntı var. Başvuranlara rapor verilmemiş. Verilen raporların da eksik olduğunu düşünüyoruz. Kadınlar, taciz edildiklerini anlattılar. Güvenlik güçleri gittikleri her evde kadınları taciz etmişler. Ne bir gözaltı var ne bir soruşturma.
Savcı görüşme talebimizi kabul etmedi. Kaymakam da randevu vermedi. Başhekimle görüşmek istedik, yerinde değildi. 100 kişinin rapor alması için girişimlerde bulunacağız. Doktorun hakaret ettiği iddiası var. O doktora da ulaşamadık.
'KÖYLÜLERE SALDIRIYORLAR VE BUNA GÖZALTI DİYORLAR'
Köyü hiçbir devlet yetkilisi ziyaret etmemiş. Hiçbir şekilde iletişime geçilmemiş. Valilik iddiaları kabul etmedi. Ama olay valiliğin açıklamasının tam tersi. Burada işkence söz konusu. Gözaltı olsa dahi işkence kabul edilemez. Bu köyde yıllardır yaşayan siviller darp ediliyor. Aralarında bir tane bile yabancı kişi yok. Köylülere saldırıyorlar ve buna da gözaltı diyorlar. Savcı kararı bile olmadan girdikleri evler var. Köylüleri saatlerce yüz üstü yerde yatırmışlar. Yetkiyi aşan uygulamalar yapıyorlar.
'BİR ANNENİN FASULYE BAHÇESİ SÖKÜLMÜŞ'
Köylüler seslerinin duyulmasını istiyor. 'Bizi katletmek istiyorlar' diyorlar. 'Kimliğimize, siyasi tercihimize yönelik bir saldırı var' diyorlar. Bir annenin fasulye bahçesi yerinden sökülmüş. Düşmanlık güdüsüyle saldırı gerçekleşmiş. Sıradan bir olay değil.