Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani başkanlığında bir araya gelen Kürt partileri, bağımsızlık için yapılacak referandumun tarihini 25 Eylül olarak belirlemişken, ABD ve bölge ülkelerinden gelen tepkiler nedeniyle tartışmalar bitmiyor. Bağdat yönetiminin yanı sıra bölgede en sert karşı çıkış İran'dan geldi. Türkiye daha düşük tonda tepkiler gösterirken, ABD zamanlamayı doğru bulmadığını dile getirdi. Ancak en son ABD'nin IŞİD'la mücadele özel temsilcisi Brett McGurk'ün refrandumun zamanlamasına dikkat çekerek "Kesinlikle karşıyız" ve "Federal bir Irak'tan yanayız" demesi dikkat çekti.
‘ŞİMDİKİ İTİRAZLARIN SEBEBİ İRAN ETKİSİ VE ARAP-KÜRT SAVAŞI KAYGILARI'
Mahmut Bozarslan, ABD yönetimi yetkililerinin bağımsızlık referandumu ile ilgili son dönemde yaptıkları olumsuz açıklamalar Irak Kürdistanı'nda ‘dönemsel ve geçici' olarak nitelendiriliyor. ABD'nin istikrarlı bir Kürt Bölgesi'ni karışıklık içindeki bir Irak hükümetine tercih edeceğini söyleyen Bozarslan, Washington'ın bir çekincesinin de Irak'ın geri kalan kısmının İran etkisine girmesi ihtimali olduğunu belirtti. Bozarslan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"ABD'nin referandumu desteklemedikleri yönündeki açıklamalarıyla beraber, ortaya yeni bir resim çıktığını söyleyemeyiz. Irak Kürtlerinden görüştüğüm üst düzey yetkililer ABD'nin bu işe karşı olmadığını, yapılan açıklamaların konjonktürel olduğunu söylüyorlar. Eğer orada bir Kürt devleti kurulursa, Irak'ın geri kalan kısmının İran'ın etkisine gireceği, orada yeni bir İran oluşacağı yönünde ABD'nin endişesi var. ABD'nin bu nedenle bağımsızlığa karşı çıktığını düşünüyorum. ABD ses tonunu git gide yükseltiyor ancak izleyebildiğim kadarıyla çok yüksek bir tonda söylemediği için hala bu işe tam olarak karşı olduğunu düşünmüyorum. Çünkü Ortadoğu'da ABD'nin Kürtlere, Kürtlerin de ABD'ye ihtiyacı var. İki taraf da birbirine ihtiyaç duyuyor ve bu yüzde ABD Kürtlere ‘tamamen bu işten vazgeçin, karşıyım' diyemiyor."
‘ABD İLERİYE YÖNELİK PLANLARI İÇİN KÜRT DEVLETİNİ TERCİH EDER'
Bozarslan, Irak Kürdistan bölgesinden dışarıya yansımayan gelişmeler olduğunu anlatırken, de şöyle konuştu:
‘ZEMİN KAYGAN, ABD'NİN PLANLARI ALTÜST OLABİLİR'
Diğer yandan Ortadoğu'nun çok karmaşık ve kaygan bir zemini bulunduğunu vurgulayan Bozarslan, ABD'nin olası bir Kürt-Arap savaşından çekindiğini ve böyle bir ihtimalin bütün planlarını altüst edebileceğine dikkat çekti:
‘BARZANİ BAĞIMSIZLIĞI KÜRT HALKINA MAL ETMEYE ÇALIŞIYOR'
Irak Kürdistan Bölgesi'nde alınan referandum kararının demokratik olmadığı ve herkesin fikrinin alınmadığı yönünde yapılan eleştirilere değinen Bozarslan, Barzani'in referandumu partisine değil, Kürt halkına mal etmeye çalıştığını ve sorunu çözmeye yönelik adımlar atıldığını ifade etti:
"Yasal olarak IKBY'de başkanlık rejimi var. Zaten Barzani'nin kendisi de seçim olduğu zaman aday olmayacağını söyledi. Goran Hareketi ve Talabani Partisi'nin bir bölümü bağımsızlık referandumuna karşıydı ama bu sorunların çözümüne doğru bir adım son dönemlerde atılmış durumda. Parlamentonun 9 yahut 10 Ağustos'ta tekrar açılacağı söyleniyor. Goran Hareketi ile de görüşmeler sürüyor fakat sorunların tamamen çözüldüğü söylenmiyor. Barzani ve KDP referandumu kendilerine mal etmiyorlar. Bunun yerine kendilerinin değil Irak Kürdistanı'nın bir referandum düzenleyeceğini söylüyorlar. Hatta Kürdistan Bölgesi'nden konuştuğum birkaç kişi Barzani'nin partisel çalışmalardan ziyade, bireysel çalışmalar yapılmasını istediğini aktardı. Herkesin bu konuyu Kürdistan sorunu, Kürtlerin sorunu olduğu yönünde algılamasını isteyen bir açıklamada bulundu. Son gelen bilgilere göre adım adım önlerindeki sorunları çözmeye başlamışlar."
‘BAĞIMSIZLIK İLK OLARAK ROJAVA'YI ETKİLER'
İran'ın aksine Türkiye'nin ise bağımsızlık referandumu kararına çok sert tepki vermediğine dikkat çeken Bozarslan, diğer yandan Suriye'nin kuzeyindeki ‘Rojava bölgesinde' benzer bir süreç yaşanması endişelerinin bulunduğunu anımsattı. Bozarslan şu yorumları yaptı:
‘UZUN VADEDE ROJAVA VE IRAK KÜRTLERİ BİRLEŞİP AKDENİZ'E ULAŞABİLİR'
Irak Kürdistanı ile Rojava'nın ilişkilerinin sorunlu olduğunu anlatırken, 1990'larda KDP ve KYB'nin kapışmaları örneğini veren Bozarslan, sonunda uluslararası baskılarla iki tarafın bir araya gelebildiğini anımsattı. Bozarslan'a göre aynı şekilde ileride ortak bir yönetim mekanizması kurulabilmesi ve Kürtlerin Akdeniz'e ulaşabilecekleri umudunu da var:
"Irak Kürdistanı ile Rojava bölgesinin ilişkileri eskiden beri hiç iyi olmadı. Rovaja Kürtleri bölgelerinin kendi denetiminde olmasını isteyip savunurken, Irak Kürtleri de en azından bir kısmını istiyor. Bütün bu tartışmalar kendi aralarında yürütülüyor. Bu tartışmaların bir de uluslararası boyutu var. Bugün orada iki güç fikren de olsa çatışıyor, yan yana gelip yönetimi paylaşamıyorlar. Bunun örneğini 90'lı yıllarda Irak Kürdistanı'nda KDP ve YNK arasındaki çatışmada gördük. Bu iki farklı grup kardeş halk olmalarına rağmen, ikisi de Kürt olmalarına rağmen çatışmalar boyunca iktidar kavgasında birbirlerinden yüzlerce adam öldürdüler. En sonunda uluslararası camianın baskısıyla barışmak zorunda kaldılar. Fikren olmasa bile bu iki parti yönetimsel olarak aynı çizgiye geldiler. Bu sürecin benzerinin Rojava'da da yaşanacağını düşünüyorum. Yine uluslararası camianın baskısıyla aynı çizgide buluşacaklarını ve ortak bir yönetim hazırlayacaklarını düşünüyorum çünkü buna yönelik en azından askeri hazırlıklar yapıldığını biliyoruz. Askeri hazırlıklar zaten iç savaş başladığından beri yapılıyor. Rojava halkından 5 bine yakın peşmerge Irak Kürdistanı'na götürülüp, orada eğitildi. Roj peşmergeleri adlı bir birlik oluşturuldu ve sınır hattına konuşlandırıldılar. Rojava tarafına geçeceklerdi fakat PYD izin vermeyince gerginlik çıkmasın diye sınırdan geçmediler. Fatak belli ki ileride sınırı geçecekler ve orada ortak bir yönetim oluşacak. Bu da uluslararası camianın baskısıyla olacak ve iki tarafı bir çizgide buluşturacaklar. Son zamanlarda IŞİD tehlikesi sebebiyle sınırda aramalar yapılıyor ama kontrol kalktığı zaman arada sınır kalmıyor. Coğrafi olarak bu iki yapı zaten içiçe ve fiziki bir birleşme olmasa bile toplumsal ve ekonomik olarak da birbirlerine çok kolayca entegre olabilirler. Bence yakın gelecekte olmasa bile, uzak gelecekte Kürtlerin Akdeniz'e ulaşmasının bir yolu da olacak Rojava Bölgesi. Böyle bir ihtimal her iki bölgede de dile getirilmiyor çünkü Rojava'nın çok daha öncelikli sorunları var, bir statüye kavuşması gerekiyor. Şimdi değil ama uzak gelecekte böyle bir ihtimal görüyorum ben."
‘IRAK KÜRTLERİ TÜRKİYE'NİN ÖNEMİNİN FARKINDA'
Türkiye'nin güney hattındaki Kürtler ‘izole sınırlar içinde' bulunurken, ekonomik ayağı olmadan bağımsızlığın bir önemi olmadığına dikkat çeken Bozarslan, bu açıdan Türkiye'nin önemine de dikkat çekti: