15 Temmuz Darbe Girişimi yargılamalarında Cumhurbaşkanına suikast dosyasının sanıklarından astsubay Gökhan Güçlü'nün duruşmaya üzerinde ‘Hero' (kahraman) yazan tişörtle gelmesinin ardından hükümetin gündeme getirdiği yargılanan sanıklar için tek-tip kıyafet uygulamasıyla ilgili dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biri tulum olacak. Bir de ceket pantolon olacak. Darbeciler tulum giyecek; diğerleri de yani teröristler ceket, pantolon giyecek" demişti.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanvekili ve CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, yaptığı açıklamada tek tip kıyafet uygulamasının 'hukuk ihlalinin ta kendisi' olacağını ifade ederek "Yargılamaların adil olması hükümetçe uzun süredir unutulan bir hukuk devleti normdur. Anayasamız'ın 36. maddesi, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 10. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesi adil yargılanma hakkını düzenlemektedir. Adil Yargılanma Hakkı'nın en önemli unsurlarından biri masumiyet karinesidir. Buna göre, bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır.
Masumiyet Karinesi gereğince sanık konumunda olan yani; evrensel hukuka göre, özgürlüğü kısıtlanmış bir tür ‘tedbir' amacıyla cezaevine konmuş ama henüz suçluluğu ya da suçsuzluğu belli olmamış kişilerin, bir suçluymuş gibi damgalanması, toplum önünde küçük düşürülmesi, aşağılanması kabul edilemez bir hukuk ihlalidir" dedi.
Sarıhan, açıklamasında "Adil yargılama hakkını ihlal eden ve yargısız infazlara dönüşecek her tür uygulamayı kınıyor ve 12 Eylül'ün darbeci generallerinin varisliğini yapan zihniyeti OHAL ile ‘buzdolabına' kaldırdıkları hukuka uygun davranmaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.
TBMM Anayasa Komisyonu üyesi ve HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş da yaptığı açıklamada tek tip kıyafetin, masumiyet karinesinin yok sayılması anlamına geleceğini ifade ederek "Daha hâkim karşısına dahi çıkmamış, savunma hakkını bile henüz kullanmamış yüzlerce tutsak, AKP Genel Başkanının dizaynını yaptığı kıyafetlerle toplum nazarında ‘suçlu' addedilecek. Evet biliyoruz yargı kararlarını artık hâkimler değil, AKP Genel Başkanı veriyor. Bu uygulama yargının tek bir yargıcın eline geçmiş olduğunun bir resmidir artık. Yargı tarafsız ve bağımsız olmalıdır. Tek tip elbise mahkumiyet kararlarının hükümetçe verildiğinin açık bir ifadesi olacaktır" dedi.
Tek tip kıyafetin, cezaevindeki tutuklular için psikolojik bir tür ceza yöntemi olacağını da kaydeden Beştaş, 12 Eylül 1980 darbesinden sonraki yargılamalarda da tek tip kıyafet uygulaması yapıldığını anımsatarak "12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra 1983 yılında başlanan, 1987 yılında tekrarlanan tek tip elbise giyilmesi uygulamasına devrimci tutsaklar karşı çıkmış ve bu prosedür güçlü karşı duruşlar neticesinde uygulanamaz olmuştu. O dönem tutsaklar, verilen elbiseleri giymemiş, duruşmalara tek tip giysilerini yırtarak çıkmış, açlık grevlerine başlamıştı. Bu eylemler sonucu 4 kişi ölmüş, sanıklar duruşmalara götürülürken ve duruşmaya çıkarılırken büyük tartışmalar yaşanmış, bazıları duruşmalara çıkmamıştı. Bu güçlü duruş karşısında tek tip kıyafet uygulaması tarihe gömülürken AKP bu çağ dışı uygulamayı yeniden gündeme getirmiştir. Ama şunu unutmuştur, cunta döneminde tutsaklar bu uygulamayı nasıl tarihin tozlu raflarına kaldırdıysa şimdi de aynı irade mevcuttur. Zira insanlık onuru asla dayatmaları kabul etmez" dedi.
Beştaş, tek tip kıyafet uygulamasının okullarda bile kaldırıldığını ifade ederek şunları kaydetti:
"Geçtiğimiz yıllarda tek tip kıyafet uygulaması bireyin özgürlüğünü elinden aldığı gerekçesiyle okullarda bile kaldırılmış iken şu anda iktidara muhalif herkesin cezaevinde bulunduğu bir sırada yeniden gündeme getirilmiş olması kuşkusuz iyiniyetli bir yaklaşımın ürünü değildir.
Türkiye halklarını kutuplaştıran, ayrıştıran türlü uygulamalara bu kez de cezaevinde kıyafet uygulaması eklenmiştir. AKP Genel Başkanı tüm toplumu, tüm ülkeyi tek tipleştirmek istiyor. Tek tip elbise tüm ülke halklarına giydirilmek isteniyor. Binlerce yıldır bu topraklarda birlikte yaşamı örmüş olan Türkiye halkları hiç kuşku yok ki bu uygulamaya da karşı çıkacak, kendi benliğinin ve özgürlüğünün gereğini yapacaktır.
Tek tip kıyafet uygulaması hayat bulması mümkün olmayan bir dayatmadır. Halihazırda Türkiye halkları iktidarın dayatmaları ile karşı kaşıya bırakılmıştır. Ancak bu dayatmaların sonucu ve geleceğe bırakacağı izler ağır olacaktır. 12 Eylül travmasını atlatamamış olan bu topluma yeni travmalar yaşatmak insanlık suçudur.
Hukukun adeta bir intikam aracına dönüştürülmesi, telafisi mümkün olmayacak zararlara yol açacaktır. Hukuk devletinin mayasında öç alma duygusu değil adalet duygusu vardır. Hukuku intikam duygusu ile yok etmek yerine demokrasi ile taçlandırmak şu an en acil ve mühim meseledir. Gelin bu mesele etrafında birleşelim ve eşiğine gelinen kutuplaşma ortamından uzaklaşarak gerçek adaletin tesisi için uğraş verelim. Aksi halde zarar görecek olan bizleriz, Türkiye halklarıdır."