HDP Van Milletvekili Nadir Yıldırım, parkta, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın tutuklu bulunduğu Edirne'den yolladığı mektubu okudu. HDP milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Mithat Sancar, Ayşe Acar Başaran, Sibel Yiğitalp ve Sırrı Süreyya Önder'in de katıldığı basın açıklamasında ayrıca, eylemin bugün Kadıköy İskele Meydanı'nda HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay'ın yapacağı açıklama ile Van'a devredileceği ifade edildi.
Demirtaş’ın mesajının tam metni şöyle:
“Çok değerli mücadele arkadaşlarım, sevgili dostlar;
Ağır faşizan baskıların ve akıl almaz hukuk dışı uygulamaların kesintisiz yaşandığı bir dönemde başlatmış olduğunuz Vicdan ve Adalet Nöbeti eyleminizi kutluyor, başarılar diliyorum.
Faşizmin öncelikli ihtiyacı toplumun her kesiminde korku iklimi yaratmaktır. Bu nedenle faşizme karşı ideolojik mücadeleyi yok saymadan, cesareti ön plana çıkarmak acil bir gerekliliktir.
Bizler, içeride ve dışarıda, faşizmin panzehirinin cesaret olduğunu bilerek direnmek zorundayız. Direnişin küçüklüğüne, büyüklüğüne, kitleselliğine, tekilliğine bakılmaksızın, kesintisiz bir şekilde sürdürülmesi önemlidir.
AKP, ele geçirmiş olduğu yürütme, yargı, yasama, medya ve bürokrasi aracılığıyla, rantla beslenen kendi yandaşları haricinde, toplumun her kesimine karşı ahlaksızca, hukuksuzca ve acımasızca bir saldırı yürütmektedir.
AKP-MHP faşist bloğuna biat etmeyen herkes bu saldırının hedefindedir. Bu nedenle faşizme karşı direniş cephesinin de bütün mağdurları kapsaması ve birleştirmesi gereklidir.
Türkiye tarihinin en kritik dönemini yaşıyoruz. AKP-MHP faşist bloğu, kendi dar ideolojik menfaatleri ve liderlerinin kişisel çıkarları için Türkiye’yi bir ateş çemberinin içine atmaktadır. Bu faşist blok, zaten yeterince birliğini sağlayamamış olan Türkiye toplumunu kendi içinde iyice bölmekte, param parça etmektedir.
“Devletin bekası tehdit ve tehlike altındadır” diyerek ve “ülke bölünüyor” söylemi ile toplumdan destek isteyen AKP-MHP faşist bloğunun bizzat kendisi Türkiye’yi adım adım bölünmeye götürmektedir. Her geçen gün içeride ve dışarıda Türkiye’yi adeta bir ahtapot gibi saran tehditler büyümektedir. Bu tehditleri ortaya çıkaran da AKP-MHP faşist bloğunun hatalı politikalarıdır.
Faşist bloğun demokrasi ilkelerinde uzlaşmaya gelmesi imkânsız ve kendi varlık nedenlerine aykırıdır. Ancak AKP ve MHP seçmenleri de destekledikleri partinin hatalarını görmeli, demokrasi bloğunda yer alarak, Türkiye’nin geleceğini kurtarmak adına destek sunmalıdırlar.
Bizi Türkiye’de bir arada tutacak şey, Türklüğümüz ya da Kürtlüğümüz değildir; Aleviliğimiz ya da Sünniliğimiz değildir; sağcılığımız ya da solculuğumuz değildir. Eşitliği, adaleti, özgürlüğü ve barışı sağlayacak güçlü bir demokrasi ancak bizi bir arada tutabilir.
HDP, Türkiye’de kurulacak güçlü bir demokrasinin parçası ve asli unsuru olacağını ispatlamış bir partidir. Bu açıdan HDP’ye yönelik sistematik saldırılar ve tasfiye operasyonları sadece HDP’yi değil Türkiye’nin demokratik geleceğini de hedeflemektedir.
HDP’ye sahip çıkmak, bir siyasal partiye değil demokrasiye ve birlikte yaşama sahip çıkmaktır. Türkiye toplumu, kendi içinde barındırdığı bütün inançları ve kimlikleri tanıyarak, saygı duyarak, eşit kabul ederek bu zor günlerden alnının akıyla çıkabilir. Faşizme karşı demokrasi bloğunu inşa edemezsek, topluma daha ağır bedeller ödettirilecektir. Ortak paydalarımızı ön plana çıkararak yan yana durmayı kolaylaştırmalıyız.
Bizler HDP olarak Türkiye’nin bölünmesinden değil birliğinden yanayız. Şiddetten değil barışçıl, meşru mücadeleden yanayız. Tekçilikten değil çok kültürlülükten yanayız. Dincilikten değil laiklikten yanayız.
Türkiye’yi ortak vatanımız olarak korumak ve birlikte huzur içerisinde yaşayabileceğimiz bir barış adasına dönüştürmek için; ilkelerimiz doğrultusunda herkesle yan yana gelmeye, birlikte mücadele etmeye kararlıyız.
Siyasi görüşümüz, etnik kimliğimiz ve inancımız ne olursa olsun, her bir yurttaşımızı, her bir kardeşimizi Türkiye’nin ortak geleceği için faşizme karşı yan yana durmaya ve mücadele etmeye çağırıyorum.
Erdoğan ve Bahçeli’nin toplamı Türkiye değildir. Türkiye’de biz de varız. Bizi yok sayanları ve yok etmeye çalışanları kendi utançları ve yalnızlıklarıyla baş başa bırakıp, bütün Türkiye olarak el ele verelim, geleceğimizi kazanalım.
Bu günler gelip geçicidir. Her gün giderek büyüyen mücadelemiz karşısında faşizm ve faşist blok dağılacak, tuzla buz olacaktır. Kazanan demokrasi ve barış yanlıları, kazanan bütün Türkiye olacaktır.
Bu duygularla Edirne hapishanesinden bütün Türkiye’ye en içten selam ve sevgilerimi iletiyor, korkmanın değil cesaret ve ayağa kalkmanın zamanıdır diyorum.
Mutlaka kazanacağız.”
Bu arada, polis ekiplerinin Yoğurtçu Parkı ve çevresinde aldığı geniş güvenlik önlemleri de sürüyor.