“Bu işe vakfı, camiyi de karıştırıyorlar. Cami avlusunda rüşvet pazarlığı yapıyor bu ahlaksızlar. Açık söylüyorum, bunları ihbar edelim. Direnelim, teslim olmayalım. İhale şartnamesini adrese teslim hazırlıyorlar. Yine kazanacak olursanız ihaleyi iptal ediyor.. Rakamları o kadar şişiriyorlar ki, normal bir teklif zaten çok düşük diye eleniyor. Araya başka naylon şirketleri sokuyorlar. Minareyi çalan kılıfını hazırlamış. İhaleyi almak için KİK, İdare Mahkemesi, kim uğraşacak. İdareyle inatlaşmayalım diyor birileri… İhaleyi alsan ne olacak, bu defa bir eksiklik bulup ödemeyecek."
'NAMAZ DA KILIYORLAR, HACCA DA GİDİYORLAR, CAMİ İLE ALDATIYORLAR'
'FETÖ’DEN PKK’DAN NE FARKI VAR BUNLARIN'
Savcıları, emniyeti, istihbaratı göreve çağırmak gerektiğini belirten Dilipak “Seçim yaşlaştıkça bu işler daha da artıyor. Biri yapınca öteki de yapıyor, çeteleşiyor.. Bu kötü gidişe bir dur demek gerek. Öyle kötü örnekler var ki, 3 kuruşluk işi 10 kuruşa yapıyorlar, aradaki farkı paylaşıyorlar. Siyasetçi, bürokrat, işadamı herkes bu şeytani halkaya katılıyor” dedi.
Dilipak köşesinde “Bir yolsuzluk, rüşvet olayı karşısında partiyi uyaralım, gerekirse yargıya gidelim. Kavga gürültü yok. Ama bu alçaklara pabuç bırakmayalım. Bunlar yarın devleti de satarlar, kendilerine makam ve servet vadedenlere memleketi de satarlar. FETÖ’den, PKK’dan ne farkı var bunların” diye yazdı.
'SİYASİ PARTİLER BİLMİYOR MU, BİLİYORSA NİYE SUSUYORLAR'
“Siyasi partiler bilmiyor mu şehirlerinde dönen dolapları” diye sonra Yeni Akit yazarı Dilipak köşesini şöyle sürdürdü: “Bilmiyorlarsa niye orada oturuyorlar, biliyorsa niye susuyorlar. Dilsiz şeytan olmaktan ne farkı var bunun.. Kol kırılıp yen içinde kalınca, o kollar kangren oluyor, o kollar çolak oluyor. Şeytan aslında bu şekilde hem o rüşvetçileri düşürüyor tuzağına, hem de onlar üzerinden ahaliye zulmediyor. Onlar da şeytanın tetikçiliğini üslenmiş birer haramzadeye dönüşüyor."