"ABD, emisyonları düşüşürken ekonomik büyümeyi ve enerji güvenliğini güçlendirecek dengeli bir iklim politikasını destekliyor" ifadesine yer verilen açıklamada, ülkenin BM'nin 23. İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Konferansı'na ve diğer uluslararası müzakerelere katılacağı bildirildi.
'EKONOMİYE MALİYETİ 3 TRİLYON DOLAR VE 6.5 MİLYON İSTİHDAM OLACAKTI'
ABD Başkanı Trump, 1 Haziran 2017'de Beyaz Saray'da düzenlediği basın açıklamasında, ABD'yi 190'ı aşkın ülkenin imzaladığı Paris Anlaşması'ndan çekeceğini duyurmuştu.
"Anlaşmanın iklim değişikliğiyle mücadeleyi değil, diğer ülkelere ABD'ye karşı ekonomik avantaj kazandırmayı amaçladığını" savunan Trump, anlaşmanın Amerikan ekonomisine 3 trilyon dolar ve 6.5 milyon istihdam kaybına yol açacağını iddia etmişti.
PARİS ANLAŞMASI
Trump'ın selefi Barack Obama'nın en büyük destekçisi olduğu ve müzakerelerine liderlik ettiği anlaşmanın ana hedefi, küresel ortalama sıcaklık artış limitinin yüzyılın sonuna kadar 1.5 ile 2 derece arasında sınırlandırılması olarak belirlenmişti.
Ülkelerin iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı hazırlıklı olması, sera gazı emisyonunu azaltan çevreci ve sürdürülebilir girişimlerin desteklenmesi gibi maddelerin öne çıktığı anlaşma, gelişmekte olan ülkelerin temiz enerjiye geçiş süreçlerinde maddi olarak desteklenmelerini öngörüyor.
Anlaşmanın yasal hükümlerine göre, BM Genel Sekreterliği, ABD'nin çekilme talebini en erken 4 Kasım 2019'da kabul edebilecek. Talebin kabul edilmesini takip eden sürecin ise yaklaşık bir sene süreceği ve ABD'nin anlaşmadan resmi olarak çekilmesinin Kasım 2020'yi bulabileceği belirtiliyor.