Görmez'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
- Üzerimde hakkı olan herkesten helallik diliyor, herkese hakkımı helal ediyorum. Hayat bize bir emanettir. Öyle ki insan kendi canının, hatta bir tek nefesinin dahi sahibi değil, emanetçisidir. Dünya hayatında vazifelendirildiğimiz bütün işler de bize emanettir.
'GÜCÜMÜZ YETMEDİ'
Çok şerefli Diyanet İşleri Başkanlığı görevi, Müslümanların ve ümmetin en zor dönemlerinden yaşandığı bir süreçte, her zamankinden daha zor olmuştur. Biz bu görevi ifa ederken, milyonları bulan Müslüman kardeşimiz maalesef katledildi. Musul ve Kerkük tanınmaz kentler oldu. İslam'ın barış beldeleri savaş alanlarına döndü. Canlarını kurtarmak amacıyla denize açılan sayısız masum insan Akdeniz'e gömüldü. Cansız bedenler sahile vurdu. Gazze defalarca bombalandı. Kudüs'te, Mescid-i Aksa'da, Filistin'de zulüm durmaksızın devam etti. Arakan'da insanlık yok edildi. Afrika'da açlık ve sefalet baş gösterdi. Kısaca İslam ümmeti büyük acılara gark oldu. Ancak İslam diyarını saran ateşleri söndürmek için gücümüz ve nefesimiz yetmedi. Fakat ateşi söndürmek için su götüren karınca misali hep o yolda olduk.
'İSLAM'DA DİN ADAMI YOKTUR'
- Onyıllarca bana ders veren hocamın her derste tekrarladığı cümlesi vardır, "İslam'da din adamı yoktur, herkes dininin adamıdır". Bu kutlu yolda azimle yürümeye ve bu istikamette çalışmaya devam ettim.
'YENİ DİYANET'İN EN BÜYÜK VAZİFESİ…'
Bir yandan doğruyu ortaya koyma gayesini güttüğümüz gibi yanlışlar ile mücadelemizi de sürdürdük. Başta DEAŞ ve FETÖ olmak üzere İslam dünyasından çıkan ancak İslam'la ilgisi olmayan, dünya barışını tehdit eden İslamofobi belasına karşı da samimiyetle mücadele etmeye çalıştık. Ancak Batı idrakini istila eden İslamofobik nefreti rahmete dönüştürmek yeni Diyanet'in en büyük vazifesi olacaktır.