'ZORBALARA MEYDANI BIRAKMAYIZ'
Cankurtaran, şöyle dedi:
"Daha önce şort giyindikleri gerekçesiyle İstanbul Maslak ve Pendik'te saldırıya uğrayan kadınlardan sonra şimdi de bu olay son derece düşündürücü. Üstelik müdahaleyi yapan, tıpkı Maslak'taki saldırıyı yapan kişi gibi güvenlik görevlisi olarak çalışıyormuş. AKP'nin laikliği ortadan kaldırmaya yönelik tutumu birilerini İran'daki rejim yanlısı milis gücü Besiclere özendirmiş olabilir. Besicler ya da Suudi Arabistan'daki din polisleri gibi sokakta kadınların giyimine müdahale edebileceklerini sanan zorbalara meydanı bırakmayız."
'AKIL NOKSANLIĞI DEĞİL, DÜPEDÜZ GERİCİ SALDIRI VAR'
Şanlıurfa Siverek'te Atatürk heykeline saldıran kişiyle ilgili olarak Şanlıurfa Valiliği'nin yaptığı açıklamada yer alan "ilk bilgilere göre akli dengesinin yerinde olmadığı değerlendirilen" şeklindeki sözleri de eleştiren Cankurtaran, "Atatürk heykellerine yönelik son yıllarda düzenlenen her saldırıdan sonra saldırganın akli dengesinin yerinde olmadığı iddia ediliyor. Bu tür açıklamalar ile olayın vehameti azaltılmaya çalışılıyor. Atatürk'ün heykeline saldırı olur ‘akli dengesi yerinde değil' denir, Sivas'ta insanlar yakılır ‘Vatandaş tahrik olmuş' denir. Oysa ortada bir akıl noksanlığı değil, düpedüz gerici saldırı var. Şanlıurfa'daki saldırıda açıkça bir gerici saldırıdır" dedi.
Hükümet tarafından TBMM'ye sunulan müftüleri evlendirme memurları arasına ekleyen yasa tasarısını da eleştiren CHP'li Cankurtaran, müftülere nikah yetkisi verilmesinin evlenen çiftler arasında gerginliklere neden olacağını söyledi. Cankurtaran, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mesela evlenen çiftlerden birinin daha muhafazakar olan ailesi nikahı müftünün kıymasını isterken diğer aile bunu istemezse yeni evlenen insanlar arasında gerginlik doğabilir. Cumhuriyet rejimi, nikah gibi kutsal bir olayı nikah memurlarına bırakırken biraz da bu farklılıkları gözeterek insanları ortak bir noktada buluşturmak istemişti. Ve bugüne kadar da bu sistem başarıyla sürdü. Sorunsuz işlediği halde hangi ihtiyaçtan dolayı müftülere nikah kıyma yetkisi verilecek? Nikahı kıyacak olan müftü, mevcut yönetmeliğe göre mi nikahı kıyacak yoksa halk arasında "İmam nikahı" olarak bilinen dini nikahı andıran söylemlerle mi nikahı kıyacak? Aynı yönetmeliğe bağlı kalacaksa neden böyle bir görevlendirme gereği duyuluyor? Şayet dini argümanlar kullanılarak resmi bir nikah kıyılacak ise başlı başına bir ikilik doğurur, laiklik ilkesiyle çelişir" dedi.
AKP'nin müftülere evlendirme yetkisi veren düzenlemeyi Nüfus Hizmetleri Kanunu'nda yapacağı değişiklik ile getirmek istediğine de dikkat çeken Cankurtaran, tasarıda bir başka dikkat çekici düzenleme daha olduğunu belirtti. Cankurtaran şöyle konuştu:
"Aynı tasarıda en dikkat çekici değişiklik taleplerinden biri tasarının kabulü halinde kız çocuklarının doğum yaptıklarında bildirim zorunluluğunun ortadan kaldırılması talebi. AKP'nin daha önce çocuk tecavüzcülerine af getiren ancak toplumsal muhalefetle geri adım attığı düzenlemeden sonra yeni girişim için fırsat beklediği biliniyordu. Muhtemelen bu yeni girişimi bu tasarı içinde gizlemeyi planlıyorlar. Bu düzenleme çocuk istismarcılarına kısmi af getirebileceği gibi çocuk yaştaki evliliklerin de tespit edilmesini güçleştirecek dolayısıyla önünü açacaktır. AKP, müftülere evlendirme yetkisinin gölgesinden ve tartışmasından faydalanarak çocuk istismarcılarını kurtaracak düzenlemeyi geçirmeyi de planlıyor. AKP'nin çocuk istismarcılarının işine yarayacak bu ikinci girişimi de tıpkı ilki gibi toplumsal muhalefet ile püskürtülmelidir."