Erinç, "Devletin bilmediği Bylock'u benim bilmemi beklemek doğru bir yaklaşım değildir diye düşünüyorum" dedi.
'BU DAVA SADECE GAZETECİLİĞİN YARGILANDIĞI BİR DAVA DEĞİLDİR'
T24'ün aktardığına göre Erinç savunmasında şu ifadeleri kullandı:
Yazdıklarımızla gazetecilik yapmıyoruz da sanki birilerine mesaj veriyormuşuz gibi bir anlayış var. Bu dava sadece gazeteciliğin yargılandığı bir dava değildir. Buradaki arkadaşlarım mesleklerini yapmaktan da KHK ile çıkarılmışlardır. Yolsuzluk, usulsüzlük, kavga, dövüş bizim için haberdir ama yargıç ve savcılar için belgeler, yasal elde edilmemişse hukuken değeri yoktur.
Dinci medya bizi suçlar gibi bir yaklaşım sergilemekte. Bu da bize yöneltilen saldırının siyasi olduğunu ortaya koymaktadır.
'Bizi tasfiye ettiler' diyen Mehmet Faraç 2010, Alev Coşkun 2013, Mustafa Balbay 2015 yılında ayrıldı. 3 farklı tarihi nasıl birleştiriyorlar. Kim, kimin zamanında ihraç edilmiştir?
Hakimlerin, bizim gazeteci olarak halkı bilgilendirmek için yazdıklarımızı casusluk olarak okuduklarını anlıyorum.
İddianameye bakarsanız Cumhuriyet'in Atatürkçülüğü sanaldır. Niye? Çünkü 3 kişinin çıkmasıyla Cumhuriyet Atatürkçülük'ten çıkmıştır.
'BİR GAZETENİN YAYIN POLİTİKASININ DEĞİŞİKLİĞİNİ SORGULAMAK CEZA MAHKEMELERİNDE YAPILMAZ'
Suçlamalardan en önemlisi Cumhuriyet Vakfı'nı ele geçirmek ve yayın politikasını değiştirmek.
Cumhuriyet'in yayın politikası değil, Türkiye'nin gündemi değişti, haber akışı ona göre belirlenir oldu.
Savcının atadığı bilirkişi uzman olsaydı, Türkiye'nin gündeminin değiştiğini yayın politikasının değiştiğini anlardı. Alev Coşkun seçilmediğinde oy vermeyenlerden biri de Mustafa Balbay'dır.
Devletin bilmediği Bylock'u benim bilmemi beklemek doğru bir yaklaşım değildir diye düşünüyorum.
Bir gazetenin yayın politikasının değişikliğini sorgulamak ceza mahkemelerinde yapılmaz. Bu basın çalışanı ve işveren kanununda belirlenmiştir. Bu konunun ağır ceza mahkemesinde tartışılmasını anlamıyorum.
KAYMAKAMIN BYLOCK'U OLMASI BENİM DEĞİL VALİNİN SORUNUDUR'
- Ben TGC Başkanlığı yaptım. Ben bir kaymakamla görüştüğümde kaymakamın ByLock'unun olması benim değil valinin sorunudur.
'ANLADIM Kİ DOSYA CİDDİYETTEN UZAK HAZIRLANMIŞ'
İddianamede Cumhuriyet Vakfı Başkanı olduğu iddia edilen 3 kişi daha vardı. Kuşkulandım 'eş başkanlık mı var' diye? (Gülüyor) Ama anladım ki dosya ciddiyetten uzak bir şekilde hazırlanmış.
FETÖ'cülerin ortaya koyduğu İslamiyet'in farklı olduğunu ben bile gördüm. Ama Diyanet işleri Başkanlığı yeni gördü.
Bin lira kazanan gazeteci 2 bin 500 lira harcama yapıyorsa yuları başkasına kaptırmıştır.
1991'de yayın yönetmeni, 2001'de köşe yazarı oldum. Arşivde eski yazıyla basılmış Cumhuriyet'leri bile okudum. Ben yetkisi olan bir yönetim kurulunda, yönetim kurulunun rolünü bilirim. 60 yıllık yöneticilik hayatımda hiç 'adamım' olmadı. Hep iş arkadaşım oldu. Bu tasfiye edildiklerini söyleyen arkadaşların iddiası.
Başkanlığı Burhan Felek'ten öğrendim. Öneride bulunmak ya da tartışmaya herkesten önce katılmak yaklaşımının yanlış olduğunu bilirim. Cumhuriyet'i babalarının çiftliği sananları ileri sürdüğü bir iddiadır. Gerçekle ilgisi yok.
'PAMUKOĞLU VE ARKADAŞLARI CUMHURİYET'İ ELE GEÇİRME ARAYIŞINDADIR'
Vakfın Cumhuriyet yazarlarını tasfiye ettiği, gazetenin geleneksel politikasını değiştirmekle Önder Çelik'in seçilmesini sağlamakla suçlanıyorum. Bu, İnan Kıraç'ın ifadesine dayandırılıyor. Alev Coşkun ise iddianamede Mustafa Pamukoğlu'nun seçilmemesine bağlı olarak Cumhuriyet Vakfı'ndan uzaklaştırıldığını, vakfın yapısı değiştirilerek Cumhuriyet'in değerlerinden uzaklaştırıldığını öne sürüyor. Mustafa Balbay'ın cezaevinden gönderdiği oy kabul edilmiştir. İnan Kıraç da yurt dışından zarfla göndermiştir. Bunu önceden bildiğim iddiası yanlıştır. Zarf toplantıda açıldı. İnan Kıraç'la bu konuda hiç görüşmedim.
Mustafa Pamukoğlu'nun ifadesine gelecek olursak, sadece 2013'e kadar değil, hiçbir zaman FETÖ ile bağlantımız olmadı. Aydınlık gazetesi ile bizim anlayışımız farklıdır.
Pamukoğlu, Vatan Partisi'nden Diyarbakır milletvekilliğine aday olmuştur. Anladığımız kadarıyla Pamukoğlu ve arkadaşları Cumhuriyet gazetesini ele geçirme arayışındadır. Aydınlık'ın yayın politikasını uygulamayı amaçlamıştır.
Alev Coşkun vakıf senedinin uygulanmasını kendi istediği zaman savunmuştur. Ayrıca vakıfta kurucu üye diye bir görev yoktur.
Cumhuriyet'te Atatürkçü kalmamıştır iddiasına ne yazık ki algı yönetimi sonucu inananlar olmuştur. Cumhuriyet'in ne yayın politikası değiştirmiştir, ne de Atatürkçüler tasfiye edilmiştir. Cumhuriyet'in yayın politikası bellidir. Demokrasiyi, insan haklarını, evrenselliği savunudur. Din, cinsiyet, etnisite ayrımı, hedef gösteren, kışkırtan yapmaz.