"14 Temmuz'da El Aksa'da daha önce saklamış oldukları silahları alarak kapıda bekleyen 2 polisi öldüren İsrail vatandaşı 3 terörist var. Bu olay üzerine o 3 terörist polis tarafından öldürülüyor. Türkiye'ye bu olay polislerin Filistinli üç genci öldürdüğü şeklinde yansıdı. Kimse bu adamların iki polisi öldürdüğünü söylemiyor.
Trafik kazası olsa polis naylon şerit çeker olay yeri deyip orayı kapatır. Nitekim İsrail polisi de yaşanan bu olaydan sonra El Aksa ve Tapınak Dağı'nı kapatıp buraları olay yeri incelemesine açmıştır. Ve El Aksa'nın içinde saklanmış silahlar bulmuştur. Aynı zamanda El Aksa Vakfı yöneticisi üç kişiyi işbirlikçilik iddiasıyla göz altına almıştır."
Önce iki İsrail polisinin ardından onları öldüren üç kişinin öldürülmesi sonrasında olay yeri incelemesi nedeniyle kapatılan Mescid-i Aksa'nın 16 Temmuz'da yeniden açıldığını belirten Sadi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"16 Temmuz'da El Aksa yeniden namaza açıldığında kapısına metal detektörlerinin konması büyük olay oldu. Bu kapılar bankaya girerken de var, Mekke'ye girerken de var, sinagoga girerken de var. El Aksa'ya girerken niye olmasın? Bunun neresi rencide edici? Yarın bir terörist üstünde bombalarla girip kendini patlatırsa 200-300 kişiyi öldürürse bunun sorumlusu kim olacak? Bu alınması gereken bir güvenlik önlemidir. Ama görüyoruz ki herkes Kudüs üzerinden siyasi olarak prim yapmaya çalışıyor. En başta da Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan. İsrail'den bu olayın görülüşü budur."