"Tutuklanmamdaki tek neden ‘Seni başkan yaptırmayacağız' değil. Sadece bu (cümle) değil tabii ki. Eğer öyle olsaydı sadece benim tutuklanmam söz konusu olurdu. Ama bugün Türkiye cezaevlerinde 5 binden fazla HDP'li tutukludur. Fakat yine de şahsıma karşı özel bir husumetle hareket edip, yargıyı baskı altına almaya çalıştığı açıkça görülüyor.
Ben 8 aydır tutukluyum. Ancak tek bir defa dahi hakim karşısına çıkarılmadım. Halen hangi mahkemede ve hangi tarihte yargılanacağım bile açıklanmadı. Adeta siyasi bir rehine olarak içeride tutuluyoruz. Erdoğan'ın yargı üzerindeki etkisi ve baskısı biliniyor. Daha hakim karşısına çıkmadan beni terörist ilan ederek hem suç işliyor hem de yargıya açıkça talimat veriyor. Elbette biz buna karşı hukuk mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
15 Temmuz darbe girişiminin bütün boyutları ile ortaya çıkarılması AKP tarafından engellendi, darbenin siyasi ayağının üstü örtüldü. Darbecilerin harekete geçmeden önce neden tutuklanmadıkları bir sır gibi saklanıyor. Bir darbe girişimi olduğu konusunda herhangi bir tereddüt yok. Ancak AKP'nin bu sonucun ortaya çıkmasındaki hataları, eksikleri ve suçları örtbas edilmiştir. Erdoğan bu darbe girişimini fırsata çevirmiş ve Türkiye'deki muhalefete karşı sivil bir darbe yapmıştır. Bu sivil darbenin de etkilerini yaşamaya devam ediyoruz.
Adalet ortak paydasında bütün toplumu buluşturabilmek önemlidir. Siyasi partiler arasında ittifak yapmaktan çok toplumsal kesimlerin mutabakatını ve mücadele birliğini sağlamak önemlidir. CHP ve HDP'nin karşılıklı olarak birbirlerine eleştirileri vardır. Ancak bu dönem için bu eleştiriler ertelenebilir.
'YARGI SÜRECİMİN SONUCUNU SİYASİ GELİŞMELER BELİRLEYECEK'
Bunu dışarıda ve içeride yürüteceğimiz mücadele belirleyecektir. Adil bir mahkeme huzuruna çıkmam ihtimali olmadığından, yargı sürecimin sonucunu da siyasi gelişmeler belirleyecektir. Toplumun özgürlük mücadelesi ile bizim durumumuz birbirini bağlar. Ancak ne kadar kalırsam kalayım, mücadele etmeye devam edeceğim. Demokrasi, özgürlük ve barış ilkelerine hep sahip çıkacağım.
'DOKUNULMAZLIĞIM DEVAM EDİYOR'
Bütün mektuplarım cezaevi yönetimi tarafından denetleniyor. Milletvekilliğim ve dokunulmazlığım devam ediyor olmasına rağmen siyasi mesaj içeren metinlerim sansüre ve denetime tabi tutuluyor.
Günlük 5 ayrı gazete alıyorum. Televizyon izleyebiliyorum. Daha çok roman, şiir, öykü kitapları okuyorum. Daha önceleri de resim yapmaya meraklıydım. Ama fırsat bulamıyordum. Burada fırsat bulunca yapmaya başladım.
'KENDİMİZİ ÖZGÜR VE GÜÇLÜ HİSSEDİYORUZ'
Cezaevi insanın bedeninin değil zihninin, düşüncelerinin konulduğu yerdir. En büyük hapishane kafanızın içinde inşa edilen hapishanedir. Düşünceleriniz özgürse, her türlü fiziki zorluğa dayanabilirsiniz. Burada küçük bir hücrede tutuluyoruz, zor olmayan hiçbir yanı yok ama yine de biz kendimizi özgür ve güçlü hissediyoruz. Moralimiz çok iyidir.
'UMARIM AVRUPALI LİDERLER BU UTANCA DAHA FAZLA ORTAK OLMAZLAR'
Halkımıza ve bütün Türkiye toplumuna güvenerek ve inanarak mücadele ediyoruz. Bir gün kazanacağımızdan şüphemiz yok. Ancak umarım Avrupalı liderler bu utanca daha fazla ortak olmazlar. Ve dilerim ki, bu hatada ısrar eden hükümetler kendi toplumları tarafından seçimlerde cezalandırılır. Faşizme karşı direneceğiz ve mutlaka kazanacağız.
Avrupa'nın ortak değerlerine, insan hakları ve demokrasi kültürüne hükümetleriniz veya liderleriniz tarafından saldırılmasına sessiz kalmamalısınız. Türkiye'de faşist bir rejim adım adım inşa edilirken, bazı Avrupalı liderler seçim kazanma hesabıyla Erdoğan'ın şantajlarına boyun eğiyor. Türkiye giderek daha otoriter bir ülkeye dönüşüyor. Radikal İslamcı akımlar AKP hükümeti tarafından hoşgörüyle karşılanıyor, hatta destekleniyor. Bu durum Avrupa'nın da güvenliğini tehdit eden bir noktaya gelmiştir. Maalesef bunda önünü göremeyen, sadece günlük politika üreten bazı Avrupalı liderlerin de payı olmuştur. IŞİD'e karşı Ortadoğu'da kahramanca ve fedakArca başarılı bir mücadele yürüten Kürt halkı ve onun temsilcileri AKP ve Erdoğan tarafından ezilmeye çalışılırken, Avrupalı liderler üç maymunu oynamayı tercih ediyor. Tabii ki biz onlara güvenerek mücadele etmiyoruz."