İstanbul'da, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin başlattığı İTaksi uygulaması ile taksilerde ağustos ayından itibaren ses ve görüntü kaydı alınmaya başlanacak. 17 bin 395 taksinin bulunduğu İstanbul'da, belediyenin ‘Bitaksi' ve ‘Uber taksi' gibi uygulamalara rakip olarak tanıttığı İTaksi'nin güvenlik önlemi özel hayata ilişkin hukuksal bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Taksilerde ses ve görüntü kaydı alınmasının sorunlar yaratacağını savunan Poyraz "Yapılacak kayıt neticesinde örneğin, bir kimsenin yaptığı bir telefon konuşmasının kayda alınması, taksi içerisinde paylaşılan herhangi bir kişisel, ticari mahrem bilginin ses ve görüntü kaydına alınması gibi suç teşkil eden eylemler meydana gelebilir" diyerek uyarıyor.
‘MÜŞTERİYE BİLDİRİLMELİ'
Bugüne kadar 3 bin taksiye kurulumu yapılan İTaksi uygulamasında kameralar dikiz aynasının hemen üstünde bulunuyor. Dikkatli bakıldığında ancak fark edilen kameralar hem taksinin içini hem de dışarısını kaydedebiliyor. Taksilerde ses ile görüntü kaydı alındığına dair herhangi bir uyarı bulunmuyor.
Avukat Uğur Poyraz, bunun da sakıncalı olduğunu dile getiriyor: "Bu şekilde yapılacak bir kaydın kişiye önceden bildirilmesi zorunludur. Aksi halde kayıt yapılması hukuka aykırı hale gelecektir. Bu amaçla telefondaki uygulamada ve taksilerde bu bilgilendirmenin yer alacağı görünür metinler bulunmalı; bunun yanı sıra şoförler de bu konuda müşteriye bildirimde bulunmalıdır."
‘TAKSİ KAMUSAL ALANDIR'
Taksilerin içinin kamusal alan olduğunu, dolayısıyla taksilerde ses ve görüntü alan kameraların yerleştirilmenin hukuka uygun olduğunu savunan İstanbul Taksiciler Esnaf Odası Başkanı Yahya Uğur eleştirilerin doğru olmadığı görüşünde:
'SES KAYDI ACİL DURUMDA OLSUN'
Köksal, bu durumu engellemek için sadece acil durumlarda ses kaydı almasını öneriyor:
"Kamera uygulamasına getirilebilecek önerilerden ilki, görüntü kaydının sürekli olup ses kaydının panik butonuna basınca başlamasıdır. İkinci öneri ise panik butonuna basıldığı zaman görüntü ve sesi kaydeden düzeneğin aktif hale getirilmesi, bunun öncesinde herhangi bir kaydın yapılmaması olabilir."
‘KRİPTOLU KAYIT'
Kameraların kriptolu kayıt yaptığını ve şoför tarafından görüntülere erişilmediğini belirten İstanbul Büyükşehir Belediyesi konuyla ilgili şu açıklamada bulundu:
"16.02.2017 tarihli Emniyet Genel Müdürlüğü genelgesi ile; başta terör olayları olmak üzere, adli olayların araştırılması, delillere ve faillerine ilişkin bilgilere hızla ulaşılması amacıyla, şehir içi yolcu taşımacılığında kullanılan taksi, minibüs ve otobüs cinsi taşıtlarda en az yedi gün süreyle kayıt yapabilen ön dış ve iç kamera ile kayıt cihazının bulundurulması ve aktif halde tutulmaları görevi büyükşehir belediyelerine verilmiştir."
TAKSİLERE KAMERA GENELGESİ YARGIDA
Öte yandan İstanbul Barosu, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün, taksilerde kamera kaydının yapılmasını zorunlu kılan genelgesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle dün Ankara İdare Mahkemesi'nde dava açtı. Bu uygulamanın istismara açık, anayasanın özel hayatın gizliliği ilkesine ve hukuka aykırı olduğu savunuldu.
'İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ'NE AYKIRI'
Uygulamanın, Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na aykırı olduğu savunularak özetle şöyle denildi:
"Gerek kamusal, gerekse özel alanda, kişisel veri olan bireylerin ses ve görüntülerinin kaydı, özel hayatın gizliliğini ihlal etmektedir. Taksilerde genelde siyasi düşünce açıklamaları yapılabilmektedir. Bu nedenle bu verilerin alınması, istismara açık bir durum yaratabilecektir. Genelgede 7 gün, taksiciler odası başkanının, 30 gün verilerin kaydının tutulacağı açıklamasından da anlaşıldığı üzere, bu kayıtların ne kadar süre ile hangi amaçla ve hangi durumlarda kullanılabileceğine ilişkin hukuki belirlilik de bulunmamaktadır. Genelge yayınlanmamış, kamunun denetimine ve tartışmasına sunulmamıştır. Toplumun bütününü ilgilendiren böylesi önemli bir konuda hukuki açıklık sağlanmamıştır."