‘İSTANBUL, İNSANLARIN KAÇTIĞI BİR KENT HALİNE GELDİ'
Zafer Arapkirli ile Seyr-ü Sabah'a değerlendirmelerde bulunan Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu'ya göre şiddetli yağışın en önemli nedenlerinden biri İstanbul'un yeşil alanlarını kaybedip betonlaşması: "İstanbul topografyası, coğrafi özellikleri, ılıman iklim koşullarıyla çok değerli bir yer. Yaşanabilir kentler arasında ilk sıralarda yer alması gereken bir kent. Ancak bu kent özellikle son 15 yıldır uygulanan kentleşme politikalarıyla afet kenti, insanların kaçtığı, kurtulmak istediği bir kent haline geldi."
‘KİŞİ BAŞINA DÜŞEN YEŞİL ALAN MİKTARI SIFIR'
Mimarlar Odası Başkanı Muhcu kişi başına düşen aktif yeşil alan miktarının sıfır olduğunu belirtti: "İstanbul'da 20 yıl önce kişi başına düşen yeşil alan miktarı itibariyle aktif yeşil alan 5.2 metrekare. Geçen bu süre içerisinde kentin toplamında kişi başına düşen aktif yeşil alan miktarı 1.2 metrekareye düştü. Kentin merkezlerinde ise kişi başına düşen aktif yeşil alan miktarı sıfır. Bu şunu gösteriyor: Geçen 15 sene içerisinde kent betonlaştı, yeşil alanlarını kaybetti. Ormanlar yok edildi. Tarım alanları betonlaştırıldı. Akarsu yatakları binalarla dolduruldu. Bu eşsiz topografik güzelliklere sahip olan yer betonlaştırıldı."
Muhcu, "Geçmişte teknolojinin olanaklarının yetersiz olduğu koşullarda insan daha zayıftı. Bugün teknolojinin gelişimi, bilimin ilerlemesiyle alınabilecek tedbirler var. Bunlar yapılmamış. Bunun ötesinde doğa olaylarını afete dönüştüren nedenler arttı. Ama buna karşı elinizde ne olanaklar var? Bu olanakları nasıl kullandınız, önemli olan bu" dedi.
"Bugün kamu yönetimleri, devlet olanaklarını kullanarak yanlış kentleşme politikalarıyla bu süreç adım adım örülmüştür" diyen Muhcu, "Bu nedenle metropoller, kent merkezleri afete açık hale gelmiştir. Bunu üç başlık altında değerlendirmemiz mümkün. İlki yerleşim planlarıyla ilgili yanlışlar. İkincisi altyapıdaki yetersizlikler ve yanlış yatırım kararları. Üçüncüsü Türkiye'de kapsamlı bir afet politikasının olmaması. Bütün kent bu yanlış kentleşme kararlarıyla betonlaşmışsa bir yağmur damlasının birikerek sele dönüşmesi potansiyeli vardır demektir" şeklinde konuştu.
‘HATALI İHALE YÖNTEMLERİ NEDENİYLE BİLİME AYKIRI BİR ŞEKİLDE YAPILMIŞ'
Muhcu şöyle devam etti: "Dereler, dere yataklarından denize çok kolay ulaşabilirken ulaşamaz hale gelmiş. Yüzün üzerinde dere bu süreç içerisinde kurumuş. Üzerine cadde yapılmış ya da yapılarla doluşmuş. Son zamanlarda var olan dereleri de kanalizasyon içine alıp denize ulaştırmak hedeflenmiştir. Bununla ilgili pek çok yanlış yapılmıştır. Özellikle hatalı ihale yöntemleri nedeniyle bunlar bilime aykırı bir şekilde yapılmış. Yağış kapasitesini kaldıramadıklarından sele dönüşmesinin nedenlerinden olmuştur.
Çözüm öncelikle insan odaklı, çağdaş ve bilimsel planlama ve kentleşme politikalarının yürürlüğe girmesidir. Popülist ve rant politikalarından mutlaka vazgeçilmesi gerekir. Bu konuda özellikle siyasetin bir uzlaşı halinde olmasında çok fayda var. Bu çerçevede kamu denetiminin etkin hale getirilmesi gerekir. Son yıllarda kamu denetimi tasfiye edilmiştir. Çıkarılan KHK ile adeta kamu denetimi yapanlar cezalandırılmakta ve kamu denetimi fiilen ve hukuken ortadan kaldırılmaktadır."