Tarık Çelenk, 15 Temmuz darbe girişiminin algılanması konusunda toplumda bir görüş birliği olmadığını belirterek yurt dışındaki bazı lobilerin bunun kesin bir darbe olduğuna ikna edilmesinin yolunun buna öncelikle toplumun tamamının inandırılmasından geçtiğini anlattı:
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli'nin oluşturduğu bir blok var. Devletin bekası dediğimiz bir blok. Bu bloğun algılarına göre tartışılmayacak, dokunulmayacak konular var, kutsallar var. Bunlardan bir tanesi 15 Temmuz'un kesin darbe olduğu. CHP'nin ise darbenin niteliği ve kapsamı konusunda ciddi eleştirileri var. Cumhurbaşkanı, bunun tartışılmazlığını, bunu tartışmanın bile mücadeleye zaaf getireceğini düşünüyor.
Her şeye rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan yıldönümü anmasında daha kapsayıcı bir konuşma yapsaydı iyi olurdu ama temel sorun şu, bu CHP'nin dediği gibi kontrollü bir darbe değil. Ama CHP'nin bu iddiası yüzünden deniliyor ki; yurtdışını, batıyı ikna edemiyoruz bunun bir darbe olduğuna. Ve yurt içinde toplumun yüzde 49'luk kesimi bu gerginlik stratejisi yüzünden hükümet ne söylese güvenmiyor. Toplumun yüzde 49'unu bir defa bunun bir kontrollü darbe olmadığına ikna etmeniz gerekiyor. Siz yüzde 49'u ötekileştirmeden bu darbenin niteliği konusunda ikna edebilirseniz batıdaki temel lobileri ikna etmede de sorun yaşamazsınız."
Tarık Çelenk, 15 Temmuz anmalarının gördüğü büyük ilginin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinin toplumsal karşılığını gösterdiğini söyleyerek, "Cumhurbaşkanı'nın siyaset yapma tarzının bir parçası bu kitleyle olan iletişim dili. Bu dili burada kullandı ve bu kitleyi gördükten sonra bence 2019 için özgüveni daha da kuvvetlendi" dedi. Çelenk, 2019 yılında yapılması öngörülen Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2018'de yapılacak yerel seçimlerle birleştirilmesinin beklenebileceğini belirtti.
Siyasetteki gerilimin artık Türkiye'nin normal siyaset dili haline geldiğini de belirten Tarık Çelenk, "Dış politika konusunda veya ekonomik kriz konusunda herhangi bir olağanüstü gelişme yaşanmazsa bu gerilim bu şekilde Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar gider" diye konuştu. Tarık Çelenk, toplumun siyasetteki yüksek tansiyona eskiden beri alışık olduğunu, Demirel ve Ecevit'in de zamanında gerilim siyaseti yaptıklarını ancak eskiden yaratılan gerilimin toplumun derin katmanlarına bugünkü kadar yansımadığını anlattı.
Siyaset ikliminin en vahim sonuçlarından birinin sıradan insanlar üzerinde yarattığı korku olduğunu belirten Çelenk, "İnsanlar telefonla konuşmaktan bile çekiniyor. Korkutmaya dayalı siyaset yapma biçimi toplumun yaşam kalitesini düşürüyor" dedi.