Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı yaklaşık 6.5 saat sürdü.
Toplantının ardından MGK bildirisi yayınlandı:
- Bazı müttefik ülkelerin PYD-YPG terör örgütüne verdiği silah ve mühimmatın PKK terör örgütünde ele geçiriliyor olması; Türkiye'nin, bunların farklı isimler altında gözükse de aslında aynı örgüt olduğu konusunda ısrarla ortaya koyduğu ikaz ve itirazındaki haklılığını bir kez daha teyit etmiştir.
- Terör örgütlerine karşı sergilenen çifte standart terk edilmeden, bölgenin huzur ve güvene kavuşmasının mümkün olamayacağının altı çizilmiş; uluslararası topluma, terörle mücadelede ortak bir anlayış birliğine varılması için verilen taahhütlere uyulması konusundaki çağrımız tekrarlanmıştır.
- FETÖ/PDY, PKK/PYD-YPG, DEAŞ başta olmak üzere tüm terör örgütleriyle mücadele kapsamında yurt bütününde uygulanan Olağanüstü Hâl değerlendirilmiş; demokrasimizin, hukuk devleti ilkesinin ve vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik tedbirlerin devamlılığını sağlamak üzere, olağanüstü hâlin uzatılması tavsiyesinde bulunulması kararlaştırılmıştır.
- Güney sınırlarımıza yönelik Suriye ve Irak'tan kaynaklanan bir tehdidin tespiti ile taciz ve saldırı vuku bulması halinde, uluslararası hukuk çerçevesinde gereğinin yapılmaya devam edileceği, Türkiye'nin sınırları boyunca bir terör devleti kurulmasına asla izin vermeyeceği, PKK/PYD-YPG terör örgütlerinin, diğer bir terör örgütü DEAŞ ile mücadelesi ileri sürülerek meşrulaştırılamayacağı bir kez daha vurgulanmıştır.
- Eli kanlı terör örgütü ve uzantılarının, siyasi parti temsilcileri başta olmak üzere sivillere ve masum insanlara yöneli̇k suikastleri de örgütün tek amacının kendisinden olmayan herkesi yok etmek olduğunu açıkça gözler önüne sermiştir.
- Irak Kuzeyi Bölgesel yönetiminin aldığı referandum kararının, hukuken ve fiilen uygulanamayacağı, bu teşebbüsün vahim bir hata olduğu ve istenmeyen sonuçlar doğuracağı belirtilmiştir. Irak'ın toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin muhafaza edilmesinin bölgede kalıcı istikrar, barış, güvenlik ve refah tesis edilebilmesine bağlı olduğu değerlendirilmiştir.