Metiner, "15 Temmuz dolayısıyla sıkça ihaneti ve ihanetçileri eleştiriyoruz. Protokol gereği en önde oturtulan aynı evsaftaki bazı zevatla aynı havayı solumaya ne demeli peki?" diye sordu.
Daha önceki devlet görevlerinden dolayı protokolde en ön sırada oturan bazı zevatı gördüğümde içimden geçenleri dışa vurmanın önüne geçemiyorum.
"15 Temmuz gecesi meydanda olmayan o zevat bakıyorum gene en ön saflarda.Görmezlikten gelemiyorum.
FETÖ muhibbi ve destekçisi olan o birilerinin, sırf eski devlet görevlerinden dolayı halkımızın karşısında, protokolün en ön saflarına oturtulduğunu görmek fena halde canımı yakıyor.
Eminim ki halkımız da ziyadesiyle rahatsızdır bu durumdan.
"Topyekun savaş!" diyoruz, "İhanetçilerin kökünü kazıyacağız!" diyoruz, lakin bu durum tezat oluşturuyor. Veya ben ziyadesiyle alıngan olduğum için bana öyle geliyor."
17-25 Aralık dönemine de değinen Metiner yazısını şöyle sürdürdü:
"17/25 Aralık'tan sonra liderimizin talimatıyla FETÖ temizliğinin başlandığı süreçte bizi "cadı avı yapmak"la suçlayan, "mağduriyet edebiyatı" üzerinden liderimizi zalimlikle suçlayan, dahası cübbesini giyerek FETÖ'cüleri savunma tehdidinde bulunan birilerinin en önde oturduğunu gördüğümde yüreğim daralıyor.
Sol yanıma bakıyorum, FETÖ muhibbi ve destekçisi bir diğer eski bakan oturuyor.
15 Temmuz dolayısıyla sıkça ihaneti ve ihanetçileri eleştiriyoruz.
Protokol gereği en önde oturtulan aynı evsaftaki bazı zevatla aynı havayı solumaya ne demeli peki?
Dışarıda hava soğuk.
Tişörtle geldiğim törende üşüdüğümü hissediyorum.
Sırf bedenimin değil yüreğimin de üşüdüğünü hissediyorum.
Usulca kalkıp gidiyorum.
Reis'in konuşmasını evde izliyorum şimdi."