Uğur Dündar'ın '15 Temmuz'un yıldönümünde ahval ve şerat!..' başlığıyla yayımlanan yazısınin ilgili bölümü şöyle:
"Ankara'dan İstanbul'a, daha önce eşi görülmemiş bir yürüyüş gerçekleşti. Bu yürüyüşün sloganı ‘Hak, hukuk, adalet' idi. Genel inanış, sizi eleştiren herkesin peşine düştüğünüz yönünde! Bu durum ‘Benimle değilsen bana karşısındır' sözünü hatırlatıyor…"
Buna karşın Erdoğan şu cevabı vermiş:
"Bu tamamiyle sözde bir adalet yürüyüşüdür. Ve bu sözde adalet yürüyüşünün ortalaması bellidir. Bazen 500 olmuş, bazen 1.000 olmuş, bazen 1.500 olmuş, bu kadar! (…) Gelip de en son topladıkları mitingdeki kalabalık nedir? O kalabalık da ortada. Bakın toplam, İstanbul dışından otobüslerle gelenlerle birlikte topladıkları 170 bin kişi!.. Oysa biz, bir 7 Ağustos mitingi yaptık ve 2 milyon insan orada toplandı. Aramızdaki fark budur…"
'YABANCI BASINA MALZEME VERMEYELİM' DEMEMİŞLER'
"Cumhurbaşkanı'nın sözlerini okurken gözlerime inanamadım. Bir daha okudum, sonra bir daha…
Yine o danışmanlardan bir babayiğit, yurtsever askerlerin halk ve polisle birlikte ülkemizi işgal ettirmek amacıyla darbe girişiminde bulunan demokrasi düşmanı hainlere geçit vermediği tarihi günün yıldönümünde şu konuşmayı yaptıramamıştı:"Evet Ankara'dan İstanbul'a bir yürüyüş yapıldı. Aldığımız sıkı güvenlik önlemleri sayesinde gerek yürüyüş, gerekse Maltepe"deki miting sırasında hiçbir bir yurttaşımızın burnu kanamadı. 2 milyon kişiyi alan meydanı dolduran kitleler olaysız dağıldı. Bu tablo ülkemiz demokrasisi için gurur vericidir. Sergiledikleri demokratik olgunluk nedeniyle hem destek veren, hem de karşı çıkan yurttaşlarıma teşekkür ederim… Biz de iktidar olarak verilen mesajları aldık, değerlendireceğiz…"