Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul'da, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nda (SETA) düzenlenen Uluslararası 15 Temmuz Sempozyumu'nun açılışında konuştu.
Sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulunan Yıldırım, "Çok anlamlı bir hafta içerisindeyiz. Dünyanın en sinsi terör örgütü tarafından planlanmış darbe görünümlü işgal girişimi milli bir destana dönüştürüldü. Üzerinden de bir yıl geçti. Bu hafta dolayasıyla yurt çapında çok yaygın anma etkinlikleri düzenliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte dün 15 Temmuz şehitlerimizin ve ülkenin bağımsızlığı için canını veren bütün şehitlerimizin kabirleri başında ziyarete gittik. Dualar okundu. Hatimler indirildi. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize hayırlı uzun ömürler diliyorum. O alçak darbe girişiminde 250 şehidimiz, 2 bin 193 gazimiz var. Bu hafta 81 ilde anma törenleri 16 Temmuz sabahına kadar kesintisiz devam edecek. Şehit yakınlarımızı ve gazilerimizi her zaman olduğu gibi acılarının tazelendiği bu anlarda yalnız bırakmayacağız" diye konuştu.
Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup da darbe yaşamamış tek bir kişi yok maalesef. Bu ülkede yaşayan 80 milyon en az bir darbeye şahitlik ederek bu günlere geldi. 3 veya 4 darbeyi birden yaşayanlar oldu.
- Umut ediyorum ki 15 Temmuz 2016'dan sonra dünyaya gelen yavrularımız bir daha böyle acı olaylar yaşamaz.
- Türkiye, bu toprakların şimdiye kadar gördüğü en vahşi ve hain darbe girişimiyle karşılaştı 15 Temmuz'da.
'1 DOLARLIK PAÇAVRAYA DÖNDÜLER'
- Bunların pişkin pişkin, arsızca masum rolü oynamalarından hiç ama hiç kimse etkilenmesin. Milletimizin özellikle de şehit yakınlarımızın, gazilerimizin gönlü ferah olsun. Meclis'i bombalayan, Özel Harekatı bombalayıp 53 şehidimizi verdiğimiz o manzarayı yaşatan, 'Biz bir şeyden haberdar değildik. Teröristlerle savaşıyoruz zannettik' yalanları, saçmalıkları kendilerini kurtaramayacak.
- Her şey milletin ve bütün dünyanın gözü önünde oldu. Milletin üzerine ateş açarak, bombalar atarak mı teröristlerle savaşacaksınız ey gafiller? Tarihin gördüğü en erdemli milletin karşısında 1 dolarlık paçavraya döndü bunlar. 1 dolara üniformalarını, ruhlarını, inançlarını, göğüslerindeki bayrağı ve milleti sattılar. Şunu dünya alem iyi bilsin kİ ihanetlerinin bedelini ödeyen tek bir FETÖ'cü kalmayana kadar bu mücadele devam edecek.
'KİMSE ALMANYA'YA 'NEDEN YAPTIN?' DEMEDİ'
Başbakan Yıldırım, Almanya'nın birleşmesinde bir gecede 500 bin devlet çalışanın işine son verildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
"Kimse Almanya'ya 'Neden böyle yaptın?' demedi. Olay anayasa ve insan hakları mahkemesine de taşındı. Oradan çıkan karar 'Her devlet kendine sadakat gösteren memurlarla çalışır.' oldu. Kendi içinizde hainler olduğunu bile bile nasıl ülke yöneteceksiniz?
O gece Anadolu'nun her köşesinde meydanlara inenler yalnız millet olma şuurunu ortaya koymadı. O milyonlar ülkesiyle, devletiyle, kurduğu aidiyetin boyutunu da cümle aleme gösterdi. Kürt'ü, Türk'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Boşnak'ı, Arap'ı 'Sen ben demeden, genç ihtiyar demeden, kadın erkek demeden.' Çanakkale'deki milli şuur tekrar ayağa kalktı.
O gece milletin bütün dünyaya Türk milletinin gücünü bir kez daha gösterdiği gündür. Düşmanlarını bir kez daha korkudan titrettiği gündür. Atılan kurşunlardan birbirlerini korumak için insanlarımız etten duvar ördü.
'ADALET ADI ALTINDA FETÖ'CÜLERİ MASUM GÖSTERME ÇABASINA ŞAHİT OLUYORUZ'
Ana muhalefetin 'adalet' adı altında FETÖ'cüleri masum gösterme çabalarına bugünlerde milletçe şahit oluyoruz. 15 Temmuz'u 'kontrollü darbe' diye nitelendirenler, baktı ki tutmadı, tornistan yaptı, şimdi '20 Temmuz darbesi' diye bir şey icat etti. Bu akıl tutulmasıdır.
15 Temmuz gecesi verdiğimiz kutsal mücadele, hain terör örgütüyle nihai mücadelenin ilk adımıdır. İlki kadar hayati derecede öneme sahip ikinci adım, örgütün tamamen tasfiyesidir.
15 Temmuz'dan bu yana geride bıraktığımız bir yıl içerisinde FETÖ ile kararlı bir şekilde mücadele ediyoruz. Sadece FETÖ ile değil, aynı zamanda üç terör örgütüyle mücadele eden bir ülkeyiz, böyle bir mücadeleyi de başarıyla sürdüren dünyada başka bir ülke yok.
TÜRK SİYASİ TARİHİNDE FETÖ'YLE MÜCADELE EDEN İKİ DÖNEM VARDIR: ERBAKAN VE ERDOĞAN
Genellikle, 'Efendim FETÖ'nün siyasi ayağı ne oldu ' diye sorular soruluyor. 'FETÖ'nün siyasi ayağı ortaya çıkmadı. AK Parti FETÖ ile mücadele etmedi, onun için bugünleri yaşadık' diye sık sık ana muhalefetten sözler duyuyoruz. Türk siyasi tarihine, bu örgütün ortaya çıktığı 1966'dan beri bakın, bu örgütle mücadele eden iki dönem vardır; birisi rahmetli Erbakan'dır, diğeri de AK Parti iktidarı, Recep Tayyip Erdoğan'dır. Onun dışındaki siyasi liderler, hep örgütle iyi geçinmişlerdir. Tarihi olaylara dönün bir bakın, bunu göreceksiniz.
Yaptığımız yeni bir düzenlemeyle 685 sayılı KHK ile Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kurduk. Bu komisyon, 17 Temmuz itibarıyla çalışmalarına başlıyor. Hazırlıkları bitti. Dosya kabul etmeye başlayacak ve bu dosyaları inceleyip karara bağlayacak. Bu komisyonun özelliği ne 7 hakimden oluşuyor. Yasayla kuruldu, 200'e yakın uzman çalışacak ve bütün dosyaları teker teker inceleyecek.
Ne olacak Bir müracaatçı 'Beni haksız yere çıkardılar' diye müracaat etti. İnceleyecek, eğer uygun görürse hakikaten talebi, itirazı yerinde görürse çıkarıldığı idareden 15 gün içinde tekrar işe almasını isteyecek. Değilse yargı yolu açılacak.