Berlin Hür Üniversitesi'nden siyaset bilimci Gülistan Gürbey de bu kararın nedeninin yalnızca genel bağlamında ele alınması halinde anlaşılacağını savundu.
Gürbey "İkili ilişkiler çok gergin durumda. Avusturya uzun süredir Türkiye hükümetinin bu gibi konuşmalar yapmasına ve çok önceden AKP hükümeti ve (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan'ın yürüttüğü otoriter gidişata karşı çıkıyor. Bu bağlamda, karar da bu stratejinin bir devamı niteliğinde. Bu konu bağlamından koparıldığı takdirde başka ülkelerin hükümet yetkililerinin konuşma yapmasının korku uyandırmasına gerek olmadığı çıkarımına varırız" dedi.
‘HÜKÜMET, YASAKLARI İÇ POLİTİKA ARACI OLARAK KULLANIYOR'
Gürbey, "Ankara şimdiye kadar her seferinde başka ülkeler tarafından uygulanan yasakları, kendi destekçilerini sağlamlaştırmak, oy artışını garantilemek için bir iç politika aracı olarak kulandı. Sözgelimi Almanya'nınkileri. Bunu da çok başarılı bir şekilde yaptılar. Yine böyle bir durum söz konusu" ifadelerini kullandı.
AKP yönetiminin otoriter gidişatın Avrupa'nın demokratik değerlerine zıt olduğunu belirten Gürbey "Türkiye'de otoriterliğin artışı, AB ülkeleri ile olan ilişkiler üzerinde çok olumsuz etki etti, özellikle de Almanya, Avusturya, Fransa vs. ile. Bu nedenle bu olayların gidişatını Türkiye'eki siyasi ve demokratik süreçlerden bağımsız olarak düşünemeyiz" dedi.
ÖVP ÜYESİ: ‘KARARI BAŞARILI GÖRMÜYORUM'
Avusturya Halk Partisi'nden (ÖVP) Norbert Freiherr da şunları söyledi: "Zaman zaman dış politikanın bir futbol maçına dönüştüğü hissiyatına kapılıyorum. Gol attıklarını sanıyorlar. Türkiye'de bir seçim kampanyası yok. Avusturya'nın Türkiye ile ciddi ekonomik çıkarları var. Her konuda Türkiye'ye karşı çıkılmasına karşıyım. Bu kararı başarılı görmüyorum. Dış politika başarılı ve profesyonel şekilde yürütülseydi, miting izni için ikili çıkarları açıklayacak ve ziyarete tamamen ekonomik bir karakter kazandıracak ifadeler kullanılması gibi belirli şartlar koyulurdu. Ülkemizde yine seçim kampanası var. Kurz'un dış politikasının iç politikayı yansıttığını düşünüyorum. Avusturya çok sayıda göçmen kabul etti. Ülkede göçmenlere ve Müslümanlara karşı bakış çok olumsuz. Müslüman bir ülkenin bakanının suratına kapı çarpılıyor. Kurz'un istediği bu."
Avrupalı Türk Demokratlar Birliği Sözcüsü Ramazan Aktaş, Zeybekci'nin girişine izin verilmemesini ‘skandal' olarak niteleyerek "Avusturyalı bir bakan bir başka ülkeye girdiğinde tehlike mi arz ediyor? Bu demokratik bir etkinlik olacaktı, bir seçim kampanyası söz konusu değildi. 15 Temmuz demokrasi bayramı gibi kutlanıyor. Dünyanın neresinde olursa olsun Türklerin olduğu her yerde bu günü kutluyoruz. Zira Türkiye, 15 Temmuz'da demokrasiyi seçti" değerlendirmesini yaptı.
‘AVUSTURYA İLE TÜRKİYE ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN BOZULMA SEBEBİ HATALI POLİTİKALAR'
Aktaş, açıklamalarına şöyle devam etti: "Ne yazık ki Avusturya ile Türkiye arasındaki ilişkiler hatalı politikalar nedeniyle uzun zamandır gergin. Sebastian Kurz'un dışişleri bakanı olmasından beri gerginlik tırmanıyor. Seçimler yaklaştıkça Kurz daha popülist hale geliyor. Kendisi de söyledi, Avrupalı politikacılar Türkiye'yi eleştirdiğinde daha fazla oy alıyor."