'Adalet Yürüyüşü'ne ilişkin soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu'nun ifadelerinden satır başları şöyle:
- Yürüyüşte umduğumdan fazlasını buldum. Üstümde sadece adalet yazılı olacak ve İstanbul'a yürüyeceğim demiştim. Bu bir parti yürüyüşü olmayacak demiştim, olmadı da. Destek veren vatandaşlarımıza şükranı borç bilirim.
- Eleştirileri saygıyla karşılıyorum. Lüks karavanda yattığım söyleniyor, karavanın bana sağladığı tek avantaj akşamları uyuyabileceğim yer olması.
- İki doktor arkadaşım var bana yardımcı oluyorlar. Her yürüyüşten sonra ayaklarımı buzlu suya koyuyorum, dolayısıyla dinleniyorum ve yola devam ediyorum. Bu yürüyüşü daha önce hiç düşünmemiştim. 450 km'lik bir yürüyüş aklıma hiç gelmemişti.
'YARGIYA OLAN GÜVENİM TEMELDEN SARSILDI'
'ADALETİN OLMADIĞI BİR ÜLKE AYAKTA DURAMAZ'
'TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ KORKU GÖMLEĞİNİ ÇIKARDI'
'1 KİŞİNİN BİLE BURNU KANAMADI, BUNLAR TERÖRİST NEDİR ONU DA BİLMİYOR'
'ADALET SOKAKLARDA ARANMAZ DİYENLERE: DEMOKRASİ SOKAKLARDA ARANIR MI?'
- Bu bir son değil başlangıçtır. Parlamentoda sesimizi kısmak isterlerse sokağa çıkacağız.
'YANIMIZDA YÜRÜYEN ÇOK ÜLKÜCÜ KARDEŞİMİZ VAR'
'NE İSTEDİNİZ DE VERMEDİK DİYEN BUNLAR DEĞİL MİYDİ?'
- Dediler ki 17-25 Aralık'ta öğrendik yalan. FETÖ'nün bütün elemanlarını devletin en duyarlı makamlarına yerleştirdiler. Milli Eğitim'i tamamen teslim etmişlerdi. Siz ne istediniz de vermedik diyen bunlar değil miydi? Bizi suçluyolar, insanda biraz ahlak olur. Ben kendime güveniyorum. Beni suçlamak istiyorlarsa yürekleri varsa otururlar bir televizyon programında konuşuruz.
- Haksızlığa uğradığını düşünen herkes mitinge gelebilir ancak siyasi bir kimlikle, parti bayrağıyla gelmelerini kesinlikle kabul etmiyoruz.
'ADALET PANKARTI DIŞINDA HİÇBİR PANKART KABUL EDİLMEYECEK'
- Pazar günü mitinge gelecek olanlardan şunu istiyoruz, güvenlik kuvvetlerine de rica ediyoruz, adalet pankartı dışında başka pankart istemiyoruz. Atatürk posteri ve Türk bayrağı olabilir ancak 6 oklu bayrak bile olsa alacaklar orada. Hiçbir parti afişi, bayrağı, flaması kabul etmiyoruz.
- Meclis'in yetkileri elinden alındı, şimdi Gazi Meclis değil, sıradan bir meclis.
- Siyasetçi, protesto edilmeye alışmalıdır.
- Yürüyüş geç gelen bi olay değil. Eleştirileri saygıyla karşılarım ancak geç gelen bir olay değil. Eğer biz 16 Nisan akşamı sokağa çıkmış olsaydık, toplum zaten çok gergindi, çok sayıda can kaybına neden olabilirdik. Biz sorumlu bir partiyiz. Sorun bizim insanlarımızda değil, sorun YSK içindeki çetede. 1 üye hariç YSK içindeki çetede. O çete yasaya uymadı ve aksine karar verdi. Onların yatacak yeri yoktur. Tamamının atılması lazım. Mühürsüz oy pusulası gerçersizdir diyor, bunlar diyor ki geçerlidir. Neye dayanarak bunu yapıyorsunuz siz?
- Şu anda sadece Enis Bey'i ziyaret etmeyi düşünüyorum. AYM birden çok kez aldığı kararda diyor ki tutuklu vekillerle ilgili 'dokunulmazlığı kalktığı zaman yargılanabilir ancak yargılanamaz çünkü seçimle gelmişlerdir'. Doğru bir karar. AYM cesaret edip karar veremiyor. AYM üyeleri daha önce verdikleri bir kararın arkasında neden durmazlar?
'ANMALARA KATILACAĞIZ'
- İki tane 15 Temmuz var. Biri sokağın diğeri sarayın. Sokağın 15 Temmuz'una sahip çıkıyoruz. 249 şehidimiz, 1000'in üstünde gazimiz var. Sonuna kadar sahip çıkmaya kararlıyız. Ama bir de sarayın 15 Temmuz'u var. Darbe girişimini fırsat bilip 20 Temmuz'da sivil darbe yaptılar. Anmalar yapılırsa tabi ki katılacağız.
- Yenikapı'ya da gittim tabi ki, 12 madde halinde neler yapılması gerektiğini söyledim. Yenikapı ruhuna ben ihanet etmedim onlar ihanet ettiler. 5 günde ne değişti de sivil darbe oldu bu ülkede? KHK çıkararak FETÖ ile müdahale edeceklerini söylüyorlar.
'AHMET ŞIK'IN, KADRİ GÜRSEL'İN FETÖ'YLE NE İLGİSİ VAR? BÖYLE BİRŞEY OLABİLİR Mİ?'
- Ahmet Şık 'İmamın ordusu' diye kitap yazdı, o zaman içeri aldılar, şimdi sen FETÖ'cüsün diye içeri atıyorlar. Ya akıl mantık, böyle birşey olabilir mi? Ahmet Şık'ın, Kadri Gürsel'in, Ali Bulaç'ın FETÖ'yle ne ilgisi var? Ortada iddianame de yok. 3 günlük askeri öğrencinin ne günahı var? Nerede gariban varsa hapse attılar, sırtı kalın kim varsa hepsi dışarıda.
- Hakimlerin sağlıklı karar vereceğini sanmıyorum. Hakimler hakim değil, savcılar savcı değil. Sadece siyasal iktidarın beklentilerine göre karar veriyorlar. Şu açıklıkla söyleniyor, şu kişiyi şu kadar süre içerde tutacaksın.
- Yürüyüşün felsefesi bu, insanlar artık 'yeter' noktasına geldi. Bu mücadele, hak hukuk adalet mücadelesidir.
- Bıçak kemiğe dayandı. Bu pozisyonda biz görevimizi yapmazsak ülkenin sonu felakettir. Biz görevimizi yapıyoruz. Benim bu ülkeye karşı bir sorumluluğum var. Bu ortamda ben nasıl sadece parti binasında kalabilirim, nasıl sadece meclis kürsüsünde konuşma yapabilirim? Medyanın yüzde 90'dan fazlası iktidarın kontrolünde. Sabah öğle akşam tek merkezden alınan haberlerle yayın yapıyorlar.
'KILIÇDAROĞLU'NUN EŞİ OLDUĞUM İÇİN YÜRÜMEDİM'
Kılıçdaroğlu'nun ardından, eşi Selvi Kılıçdaroğlu da Payzın'ın sorularını yanıtladı. Selvi Kılıçdaroğlu, "Siyasete çok uzak değilim, fiilen bulunmadım ama hep ilgimi çekmiştir" dedi.
Yürüyüşe CHP liderinin eşi olduğu için değil, adalet talebi için çıktığını dile getiren Selvi Kılıçdaroğlu, "'İstanbul'a kadar yürünecek' dedi, o şekilde haberim oldu. Hep olumlu tepkiler gelmeye başlamıştı. Yürüyüşte tabi ki kendi adıma yürüdüm. Bu ülkedeki haksızlıkları üzüntüleri görüyorum. Yürümek iyi bir karar diye düşündüm" ifadelerini kullandı.
Selvi Kılıçdaroğlu konuşuyor. 👌🏻 #cnnturk pic.twitter.com/vFWKIiOhFl
— Özge Uzun (@Ozge_Uzun) July 7, 2017