Karahan davanın geçmişini hatırlatarak Danıştay'ın aldığı son kararla kendisiyle çelişkiye düştüğünü belirtti:
"Danıştay gerekçesiz bir kararla sadece yerel mahkeme kararını onadı. Danıştay bu kararı kendini inkar ederek onayladı. Çünkü aynı Danıştay 2009 yılında 2 ruhsatı, 'burada madencilik yapılamaz' diye iptal etmişti. 2015 yılında da yeni ÇED'in iptalini onaylamıştı. ÇED'in iptalinde de gerekçe olarak, 'Burada madencilik yapılamaz, yapılırsa Artvin yaşam alanı olmaktan çıkar, korunan alanlar tehlikeye girer' denmişti."
'CERATTEPE GELECEK KUŞAKLARA BIRAKMAMIZ GEREKEN BİR DÜNYA MİRASI'
Davanın önceki sürecinde yürütmeyi durdurma kararı veren yerel mahkemenin hakimlerinin başka yerlere atandığını ve Danıştay'ın da yeni gelen hakimlerin aldığı, 'burada madencilik yapılabilir' kararını hiçbir gerekçe göstermeden onayladığını anlatan Karahan, "Bu karar asla bizi mücadelemizden vazgeçiremez, orası bizim yaşam alanımız, aynı zamanda gelecek kuşaklara bırakmamız gereken bir dünya mirası" dedi.
'DEVLET MADENİ DEĞİL HALKIN ÇIKARLARINI KORUMALI'
Madeni işletecek olan Cengiz İnşaat tarafından yapılan, buranın kapalı bir maden olacağına ve yer üstü varlıklara zarar vermeyeceğine dair açıklamayı da değerlendiren Karahan, "Biz onların daha madencilik faaliyetine başlamadan, daha ön hazırlık aşamasında bile nasıl bir çevresel kirlilik yarattıklarını görüntüledik ve kamuoyuyla paylaştık" diyerek, Artvin Valiliği'nin kendilerine sürekli yasaklar koyduğunu basın açıklaması yapmalarına bile izin verilmediğini söyledi.
Artvin halkını koruması gereken devlet kurumlarının bir şirketin çıkarlarına hizmet için seferber olduğunu belirten Yeşil Artvin Derneği Başkanı Karahan, mahkeme kararlarına rağmen bölgede yaşayan bütün canlılar için madene karşı mücadelelerine devam edeceklerini söyledi.