Ortadoğu’da Suudi Arabistan ile Katar’ın başını çektiği bloklar arasındaki gerilim sürerken, ABD’nin başını çektiği güçlerin Kuzey Afrika’dan Pakistan ve Afganistan’a uzanan coğrafyadaki müdahalelerinin etkileri tartışılıyor. Suudi Arabistan da Katar da Vahhabi-Selefilik konusunda aynı çizgide dururken, iki taraf arasında Hamas üzerinden bir yarılma yaşanıyor. Türkiye de krizde İhvan çizgisindeki Katar’la saf tuttu. Bölgedeki sosyolojik ve ideolojik zeminde yaşanan ayrışmaları Ankara Politikalar Merkezi Başkanı Hasan Kanbolat ile konuştuk.
'HER ANLAMDA AYRIŞAN ORTADOĞU'
Çatışmalı Ortadoğu coğrafyasında örnekleri görülen uluslararası kararlar olmadan sahada yaptırımlara gidilmesi durumunun uluslararası hukuku hem darmaduman ettiğini ve de devlet dışı aktörlerin kullanıldığı bir döneme geçildiğine dikkat çeken Kanbolat, bölgede selefi ideoloji üzerinden cihatçıların toplandığına ve büyük güçler tarafından kullanıldığına vurgu yaptı:
“Radikal İslam denilen öge aslında Selefi-Vahabilik, üzerinden geliştirilen bir akım oldu ve aslında İslam’da cihat kavramı Nakşilik ve Kadirilik üzerinden gelişirken, şimdi içi boşaltılıp Selefilik üzerinden cihadın pompalandığını ilk Afganistan’da gördük. Afganistan Savaşı’na Pakistan ev sahipliği yaptı ve finansını da Suudiler yaptı. Genelde cihatçıların Suudi kökenli olduğunu da gördük Bin Ladin başlarında olsa da. Şimdi ise Suriye ve Libya’da da Körfez ülkeleri başta olmak üzere bütün dünyadan cihatçıların toplandığını fakat yine selefi ideoloji üzerinden bir kurgu olduğunu görüyoruz. Bu kurgunun aslında El-Kaide daha sonra IŞİD dediğimiz daha da canavarlaşacak yeni gruplara da neden olacak aynı El-Nusra’nın isim değiştirmesi gibi. Bu da İslamı ve Müslümanlığı tamamen rezil eden, dünyaya terörist gösteren, aydınları şaşkınlığa çeviren bir noktaya geliyor. Burada IŞİD’in, El-Kaide’nin yaratılmasında İsrail’in, ABD’nin parmağının olduğu iddiaları var ama bunun yanında artık her ülkenin kendi IŞİD’ini yaratmaya başladığını görüyoruz. IŞİD bir koalisyon ve bir güç durumuna gelmeye başladı. Rusya’da da Müslümanların milliyetçiliğini bastırmak için bir Selefi IŞİD’İn kullanıldığını, aynı zamanda bu aktörleri Çin’in de kullandığı iddialar var.”
‘EN BÜYÜK ZARARI SÜNNİLİK GÖRDÜ’
IŞİD’in koyu bir Sünni yapı gibi gözükmesine rağmen, Ortadoğu’da en büyük zararı Sünnilere verdiğine dikkat çekerken, “Zaman ve durum tamamen Sünnilerin aleyhine çalıştı ve Sünnilerin kendilerini temsil eden aklı başında grupları olamaz hale geldi” vurgusu yapan Kanbolat, şu değerlendirmede bulundu: “Suriye ve Irak’ın Sünni aydınları kalıcı olarak kendi ülkelerini terk edip, başta Türkiye olmak üzere Batı’ya göç etmek zorunda kaldı ve çoğu da geri gelmeyecek. Bunun yanında Sünni köyleri kasabaları boşaltıldı. En iyi, en güçlü Sünni şehirleri olan Halep, Musul gibi yerler mahvoldu ve Suriye’de Sünnilerin geri çekilmesi IŞİD’in bitirilmesi ile buralara Kürtlerin yerleşmesi söz konusu hatta bu yerleri bir kısmını Şiilerin aldığı bir noktaya geldik.”
‘PYD GÜÇLERİNİN ÇOĞU TÜRKİYE VATANDAŞI’
‘HAMAS’I İSTEMEYEN ASLINDA İSRAİL’
‘KRİZDE GÜÇLENEN ABD'Yİ DAHA ETKİN GÖRECEĞİZ’