'AİLELERİN BÖLÜNMESİ, VATANDAŞLARINI KATAR'I TERK ETMEYE ZORLAMA BOYKOT MUDUR?'
Rumeyhi, ""Kardeş Körfez ülkelerinin Katar'ın tek sınır kapısını kapatması, aynı şekilde hava ve deniz yolunu kapatması boykot olarak tanımlanamaz; bu doğrudan ablukadır. Bu durum söz konusu ülkelerin açıklamalarındaki çelişkiyi ortaya koyuyor" dedi.
Rumeyhi, "Ailelerin bölünmesi, vatandaşlarını Katar'ı terk etmeye zorlama, ülkeler arasındaki seyahatin engellenmesi kuşatma (abluka) değil boykot mudur?" sorusuyla tamamlandı.
'KARDEŞLİK BAĞLARINA VE İNSANİ DEĞERLERE AYKIRI'
Rumeyhi, Körfez'deki krizde Katar'a yönelik atılan adımların 'kardeşlik bağlarına, İslami ve insani prensiplere ve değerlere, uluslarası kanunlara ve uluslararası insan hakları maddelerine aykırı olduğunu' belirtti.
Kardeş ülkelerin, Katar'a asılsız suçlamalar yöneltmesinin kabul edilemez olduğunu dile getiren Rumeyhi, Katar'ın teröre finansman sağladığı hatta bununla yeterince mücadele etmediği suçlamalarını kesinlikle reddettiğine dikkati çekti.
'KATAR TERÖR LİSTELERİNE RAĞMEN SUÇLAMADA BULUNMAYACAK'
'ABLUKA DEĞİL, BOYKOT' DEMİŞTİ
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr, Sky News Arabiya'ya verdiği röportajda Doha'ya yönelik 'egemenlik hakları çerçevesinde uyguladıkları boykotun bir abluka olmadığını', ihtiyaç duyulması halinde Katar'a gıda ve ilaç yardımı yapmaya hazır olduklarını söylemişti.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, Mısır ve Yemen, 5 Haziran'da Katar'la tüm diplomatik ilişkilerini kestiklerini duyurmuştu. Ülkelerinin hava sahasını Katar'a kapatan Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn, Katarlı diplomatların 48 saat içinde ülkelerinden ayrılmasını istemişti. Suudi Arabistan ayrıca Katar'ın tek kara sınırını da kapatmıştı.