KESK ve DİSK'e bağlı sendika yöneticilerinin katıldığı grup toplantısında Osman Baydemir, HDP'nin emeğin sesi olduğunu, emeğin sömürülmesinin karşısında duran yegana bariyerlerden biri olduğunu savundu.
'ZULÜM YAPMAKTA BU ÜLKEDE RAKİBİNİZ YOKTUR'
Osman Baydemir, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenerek, "AKP Genel Başkanı'na çağrıda bulunuyorum. Siz bir şiir okumuştunuz ve size siyaset yapma yasağı getirilmişti. Tıpkı şu anda ellinizde olan basın yayın organı yada yönetmiş olduğunuz zurnalar gibi tek bir ağızdan tasfiyenizin alkışçılığını yapanlardan şu anda medyanızla birlikte ne farkınız kaldı. Rakibimiz yok. Diyor. Zulüm yapmakta fark attınız. Zulüm yapmakta gerçekten bu ülkede rakibiniz yoktur. Zalimlikte birinci oldunuz. Müslüman dünyasına kara bir leke sürdünüz" diye konuştu.
Baydemir, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın 'HDP'nin savunduğu siyaset bu ülkenin gerçeğidir. HDP'yi itibarsızlaştırmayla yok edemezsiniz, yok edemediniz, yok edemeyeceksiniz' sözlerini anımsatarak dokunulmazlık fezlekelerinin hazırlanması sürecini anlattı.
'DERSİM'DE MİLLETVEKİLİMİZİ DURDURAN ZAT HANGİ ÖRGÜTÜN KRİPTOSUDUR'
HDP Tunceli Milletvekili Alican Önlü'ye kimlik kontrolü yapılmasını eleştiren Baydemir şöyle konuştu: "Dersim milletvekilimiz bir pırpırlı tarafından yolu kesiliyor. Eşiyle birlikte kimlik tanıtım kartını gösteriyor. 'Hayır arabanı arayacağım' diyor. Hakaretlere maruz kalıyor. Bu Meclis'in haysiyeti 15 Temmuz'da bir saldırıya maruz kaldı. Bir diğer saldırı dokunulmazlıkların kaldırılmasıydı. Bir diğeri eş başkan ve vekillerimizin gözaltına alınmasıydı. O günden beri bu saldırı devam ediyor. Dersim'de bu uygulamayı gerçekleştiren zat hangi örgütün kriptosudur."
Meclis Başkanı'nın grup başkanlarına gönderdiği içtüzük mektubunu eleştiren Baydemir şu ifadeleri kullandı: "Nasıl bir anlayış mantıktır ki Meclis Başkanı 16 Nisan'daki referandumdan sonra uyum yasalarını konuşalım diye grup başkanlarına davetiye gönderiyor. Ama davetiye yanlış yere geliyor. Edirne Cezaevine Demirtaş'a gitmesi gerekiyor. Samimiyetle istişare etmek istiyorsanız Demirtaş buraya gelecek, bu kürsüde Osman Baydemir yerine kendisi olacak. Şu anda Meclis Başkanı'nın tavrı öldürülmek istenen defnedilmek istenen bu meclisin iradesine bir kürek toprak atmaktır. Başka bir izah yoktur. Ortam güllük gülistanlık gibi Meclis Başkanı iftarda buluşalım davetiyesi gönderiyor. İftarlarımız bir dayanışma ağıdır. Toplum açın halinden anlaması yeridir iftarlar. Gelin görün ki sizin gönderdiğiniz davetlerin sahipleri Demirtaş, Yüksekdağ cezaevinde. Bir dayanışma sofrasında buluşmak istiyorsanız öncelikle bu arkadaşlarımızın bu mekana geri dönmeleri gerekiyor. Zindanların kapasını açmanız gerekiyor. Bundan önce zindancı başının kininden öfkesinden vazgeçmesi gerekiyor."
Baydemir, Kadir Topbaş ve Bülent Arınç'ın damatlarının FETÖ'den tutuklandıktan sonra serbest bırakılmasını anımsatarak, "Hukuk ve adalet toplumun mayasıdır. Son dönem yargıda damatlar içtihatı oluşmaya başladı. Damatlar tutuksuz yargılanıyor. Hukuk fakültesini okuyanlar herhalde damatlar iştiharı diye bir yere not edecektir. Tutuksuz yargılanmak bir hukuk ilkesidir. İki durumla karşı karşıyayız. Ya bir ilkesizlik var şahsa göre uygulanan bir hukuk var yada bir tehdit ve şantaj var damat içtihatlarında" dedi.
Osman Baydemir şöyle devam etti: "Ey falankesler parti içinde biraz sesini çıkarmaya çabalayan bu iş böyle gitmez' diyenlere bir tehdittir bu gözaltılar yada sabit ikametgah gerekçesi bir gerekçe olamaz. Damatların sabit ikametgahları vardı da her gün evine gittiğimiz Demirtaş'ın yok muydu? Ahmet Şık'ın sabit ikametgahı mı yok?"
"Bu ülkede 15 Temmuz'da yaşananlar ne kadar gerçekse bu cunta kalkışmasından AKP'nin kurmaylarının haberdar olduğu o kadar gerçektir' diyen Baydemir şöyle konuştu: "Vatandaşlıktan çıkarma gündemi. Bu politikanın amacı Gülen'in Türkiye'ye iadesini önlemek. 15 Temmuz'dan bugüne kadar resmi bir başvuru yapılmamış, istenmemiş. AKP mi cemaate sızdı yoksa cemaat mi AKP'ye sızdı tartışmasından bağımsız olarak ikisinin el ele verip devlete sızdıkları çok açık ve nettir."
'KATAR SANA SÖYLÜYORUM ERDOĞAN SEN ANLA' DİYORLAR'