Sandık çıkış anketlerine göre, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Cumhuriyet Yürüyüşü Hareketi seçimden zaferle çıktı.
Kamu yayıncısı France 2 televizyon kanalının yaptırdığı sandık çıkış anketlerine göre, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Cumhuriyet Yürüyüşü Hareketi (REM) ile ittifak kurduğu Demokrasi Hareketi (MODEM), Ulusal Mecliste görev yapacak 577 milletvekilinin çoğunluğunu elde edebiliyor.
REM ile MODEM, Ulusal Meclisteki 390 ila 430 milletvekilliğini kazanırken oyların da yaklaşık yüzde 32.2'sini alabiliyor.
Merkez sağ Cumhuriyetçi Parti (LR) liderliğindeki ittifakın milletvekili sayısı 85-125 arasında kalırken, aşırı sağcı lider Marine Le Pen'in partisi Ulusal Cephe ancak 3-10 arasında milletvekili çıkarabiliyor.
SEÇİME KATILIM ÇOK DÜŞÜK OLDU
Ancak Fransa'daki seçime katılım ülkenin son on yıllarda gördüğü en düşük katılımlardan birine sahne oldu.
Katılım oranının yüzde 49 civarında olduğu belirtildi.
SOSYALİSTLERE BÜYÜK HEZİMET
Sosyalist Parti Genel Sekreteri Jean-Christophe Cambadelis de ilk tur seçimde yüzde 10 civarında oy alan, genel olarak solun özelde de Sosyalist Parti'nin gerilediğini belirterek bunu 'tarihi bir gerileme' olarak tanımladı.
7 bin 877 adayın milletvekili olmak için yarıştığı ilk turda en az yüzde 50 oy alan milletvekili adayları doğrudan meclise girecek, herhangi bir adayın yüzde 50'yi yakalayamadığı sandalyeler için ikinci tur yapılacak.
Seçimlerin 18 Haziran'da yapılacak ikinci turuna, ilk turda yüzde 12.5 ve üzeri oy alan adaylar katılabilecek ve burada en fazla oyu alan aday milletvekili seçilecek.
Seçimlerin sonucunda çoğunluk olan 289 milletvekili ve fazlasını alan parti, hükümeti kurabilecek.
Milletvekili genel seçiminde Fransa'nın ana kara topraklarında yaklaşık 46 milyon, denizaşırı topraklarında 1.3 milyon seçmen tercihini ortaya koydu.
Olağanüstü hal altında düzenlenen seçimlerde yaklaşık 69 bin oy kullanma merkezinde 50 bine yakın polis, jandarma ve asker görev yaptı.
BAŞBAKAN PHILIPPE: FRANSA GERİ DÖNDÜ
Başbakanlıkta, milletvekili genel seçimi ilk turuna ilişkin açıklama yapan Başbakan Edouard Philippe, sandığa gitmeyen seçmen sayısının fazlalığına rağmen vatandaşların mesajının açık olduğunu söyledi.
"Fransa geri döndü" değerlendirmesinde bulunan Philippe, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un, göreve gelmesinin üzerinden henüz bir aylık süre geçmiş olmasına karşın Fransa ve yurt dışında güven, irade ve cesaret sembolü olduğunu söyledi.
Gelecek pazar yapılacak seçimlerin ikinci turunda da oy kullanmanın önemini vurgulayan Philippe, "Gelecek pazar Ulusal Meclis ülkemizin yeni yüzüne sahip olacak" diye konuştu.
LE PEN: MACRON'A GÜÇLÜ BİR MUHALEFET OLMALI
Genel seçimlerinin ilk turunda resmi olmayan sonuçlara göre yüzde 14 oy alan aşırı sağcı Ulusal Cephenin lideri Marine Le Pen ise Macron'un kurduğu Cumhuriyet Yürüyüşü Hareketinin sosyalist ve cumhuriyetçileri yutmaya başladığını belirterek ikinci turda buna karşı koyma çağrısında bulundu.
Milletvekili adayı olduğu Henin-Beaumont'da basın açıklaması yapan Le Pen, seçimlere karşı Fransız seçmenin heyecansız olduğunu ve siyasi arenanın sessizce değiştiğini ifade ederek "Siyasi hayatın yeniden oluşumu devam ediyor. Bay Macron'un partisi, Sosyalist Parti (PS) ve Cumhuriyetçi Partiyi (LR) yutuyor" dedi.
Haftaya yapılacak ikinci turda çok sayıda milletvekili kazanabileceklerini savunan Le Pen, "Tüm yurtseverleri sandığa davet ediyorum. Macron'un siyasetine güçlü bir muhalefet olmalı" diye konuştu.
'KIRILMALARIN BÜYÜDÜĞÜNE İŞARET EDİYOR'
Merkez sağın seçim kampanyasını yürüten François Baroin de bugünün Fransa'da 5. Cumhuriyet tarihinin en az katılımlı seçimleri olarak tarihe geçeceğini dile getirerek "Bu durum Fransız toplumundaki kırılmaların büyüdüğüne işaret ediyor" dedi.
Boyun Eğmeyen Fransa'nın (FI) lideri Jean-Luc Melenchon da gençlerin ve alt sınıfın bir ay önceki cumhurbaşkanı seçimindeki kadar seferber olmadığını belirterek "İkinci turda Cumhurbaşkanı Macron veya adaylarının mutlak güce sahip olmalarına izin vermeyin" ifadesini kullandı. Melenchon, oldukça yüksek olan sandığa gitmeyenlerin sayısının da Macron'a istediği değişikliği yapma hakkı verilmeyeceğinin kanıtı olduğunu savundu.