Başbakan Binali Yıldırım, Dolmabahçe Başbakanlık Ofisi'nde iş dünyası temsilcileriyle bir araya geldiği iftar programında konuşma yaptı.
Konuşmasında Katar krizini değerlendiren Yıldırım, “Körfez ülkelerinde yaşanan bu kriz, ümit ediyoruz ki en kısa sürede diyalog suretiyle, istişare suretiyle sona erer. Her zaman bir şey söylüyoruz, coğrafya kaderdir. Coğrafyayı biz seçmiyoruz ama o coğrafyada komşularımızla beraber kardeşlik içinde, barış hukukuyla yaşamak mecburiyetimiz var” dedi.
Yıldırım konuşmasını şöyle sürdürdü: “Suriye, Irak, Yemen, Libya gibi ülkelerde sıkıntılar halihazırda devam ediyor. Bu problemin daha da genişleyerek Körfez'e sıçraması bölgemiz açısından hiçbirimizin arzu etmediği yeni bir durumu meydana getirecektir. Bu bakımdan krizin derinleşmemesi için Türkiye olarak, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere çok ciddi bir mesai harcıyoruz. Bütün bölge ülkelerinin liderleriyle ve diplomatik alanda muhataplarımızla görüşmeler yapıyoruz ve tarafları sükunete davet ediyoruz. Mübarek ayda, yine Müslüman ülkelerin kendi aralarında böyle bir çatışmaya girmemeleri için azami gayreti gösteriyoruz. Tabii burada oluşabilecek yeni bir sorun alanı sadece bölgeyle sınırlı kalmaz. Bölgenin jeo-stratejik özelliği bakımından bu sorunun küresel bir soruna dönüşme riski çok fazladır. O bakımdan bütün tarafların sorumlu davranması lazım ve krizin tırmanması yönünde değil, tansiyonun düşürülmesi yönünde katkı sağlaması gerekir.”
Yıldırım’ın konuşmasından öne çıkan diğer bölümlerse şöyle:
- Dünyanın en büyük havalimanını yapma projesi tesadüf değil, fantezi değil. Dünyanın geleceğinin ne yönde gideceğini hesap edip ona göre atılmış bir adımdır.
- Şu ana kadar piyasaya verdiğimiz para miktarı 200 milyar lira. Ne kadar zamanda? 6 ay içinde 200 milyar lira sektöre para aktardık. Niye? İşsizlik olmasın, üretim devam etsin, ihracat artsın, ekonomimiz hiçbir olumsuzluk yaşamasın diye. Şimdi diyeceksiniz ki, bu kadar parayı verdiniz de bu bankaların hali ne olacak? Siz bankaları düşünmeyin, bankaların her zaman tuzu kurudur, bankaların da karları artıyor.
- Mevduat faizlerinin artmasını istemiyoruz. Neden? Çünkü mevduat faizi artarsa kredi faizi artıyor. Kredi faizi bir noktanın üzerine çıkarsa artık onun fizibilitesi kayboluyor. Onun için şimdi bizi izlemeye devam edin. İkinci adımımız maliyetleri aşağıya çekecek, sürdürülebilir bir finansal yapıyı oluşturacağız.
‘KOCA BİR REFORM PAKETİ, BİR ZEYTİN KANUNUYLA MAALESEF OLUMSUZ BİR ALGIYA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ’
- Koca, büyük bir reform paketi, bir zeytin kanunuyla maalesef olumsuz bir algıya dönüştürüldü. Bu da hiç hak etmediğimiz bir şey. Onunla ilgili de şimdi komisyona o madde çekildi. Görüşülecek, konuşulacak. Size işin özünü söyleyeyim. Bu zeytinle ilgili, merayla ilgili konu meraların yok edilmesi değil, zeytin alanlarının talan edilmesi değil. Samimiyetle söylüyorum.
‘CUMHURBAŞKANIM SÜREKLİ BANA DİYOR, YA ŞUNUN SIRALAMASINI HALA DOĞRU YAPAMADIN’
Bu arada konuşmasının son bölümünde ‘Rabia’ işareti yapan Yıldırım, “Tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan” dedi. Yıldırım sıralamada hata yaptığı fark etmesi üzerine “Yine sıralamayı karıştırdım. Cumhurbaşkanım sürekli bana diyor ‘Ya şunun sıralamasını hala doğru yapamadın.’ Hafızaya bir defa yanlış kaydoldu. Şimdi doğrusunu söyleyelim” diye ekledi.
İşareti tekrar yapan Yıldırm'ın ‘Rabia’ işaretinin sıralamasını karıştırmamak için ‘millet, bayrak’ bölümünü Merkez Bankası, ‘vatan, devlet’ bölümünü ise Vergi dairesi’ olarak kodlaması üzerine salondakiler kahkahaya boğuldu.