Riina, kendisini soruşturan Jandarma Komutanı Carlo Alberto Dalla Chiesa suikastından da sorumlu tutulmuştu.
1993 yılından bu yana cezaevinde tutulan Riina'nın avukatı, ciddi sağlık sorunları yaşaması ve yaşının ilerlemesinden dolayı müvekkilinin cezasının tecil edilmesi ya da ev hapsine alınmasını talep etti.
Talebi, zaten sağlık durumu yakından izlendiği ve gerektiğinde bir devlet hastanesinde ameliyat da olmasına izin verilmiş olması gerekçesiyle Bolonya Denetim Mahkemesi tarafından reddedilen Riina, Yargıtay'a başvurdu.
Yargıtay da, her hükümlünün, onurlu bir şekilde ölmeye hakkı olduğuna ve mahkemenin, cezaevi koşullarının Riina'nın durumu için uygun olup olmadığını ve ileri yaşı, sağlık durumu göz önüne alındığında hâlâ tehlikeli bir kişi olup olmadığını tekrar değerlendirerek, ret kararını gözden geçirmesine hükmetti.
Bir dönemin korku salan isimlerinden Riina'nın cezaevinden çıkma yolunu açabilecek bu karara, başta azmettirdiği cinayetlerin kurbanlarının aileleri olmak üzere birçok kesimden tepkiler geldi.
1992'de öldürülen Yargıç Paolo Borsellino'nun kardeşi Salvatore Borsellino, "Bu mümkün olamaz. Katiller çetesinin gücü elinde tuttuğu bir ülkede yaşadığımız bir gerçek ve İtalya'da adalet yok" dedi.
Jandarma Komutanı Carlo Alberto Dalla Chiesa'nın kızı Rita da, "Benim babama onurlu bir ölümün nasip olmadığını düşünüyorum" diye tepkisini ortaya koydu.
Parlamentonun alt kanadı Temsilciler Meclisi Mafya İle Mücadele Komisyonu Başkanı Rosy Bindi de, masum kurbanlarına merhamet etmemiş olmasına rağmen Riina da dahil tüm hükümlülerin onurlu bir şekilde ölmesine izin verilebileceğini söyleyerek, "Ancak Riina'nın tutulduğu Parma Cezaevi'ndeki sağlık destek koşulları mükemmel seviyede" dedi ve bu nedenle cezaevinden çıkarılmasını gerektirebilecek bir durum olmadığına işaret etti.
Rosy Bindi, Salvatore Riina'nın ev hapsine alınması halinde ise, burada üst seviyede bir güvenlik sağlanması gerektiğini ve bir mafya mabedine dönüşmesinin engellenmesi gerektiğini de ekledi.